Denizlerin efendisi Vikingler yenilmez olduklarını düşünüyorlardı. Haklılardı da... Vahşiydiler ve savaşçıydılar. Bir zamanlar denize kıyısı olan herhangi bir kentin Vikinglerce yağmalanmasından doğal bir şey olamazdı.
O Vikingler, yine bir gün ejderha başlı gemileriyle Marmara Denizi'ne geldiler. Doğal olarak kendilerinden çok emindiler. Onların karşsısında ne durabilirdi ki? Bir gün adı İstanbul olacak olan Konstantin'in şehri, tüm hazineleri ile birlikte yağmalanmayı bekliyordu.
Ancak Vikingler hiç beklemedikleri bir sonuçla karşılaştılar...
Viking donanması boğaza girdikten bir süre sonra İstanbul gökleri yanmakta olan Viking gemileriyle aydınlandı. Bu savaşçı ulus, denizlerdeki en ağır yenilgisini tattı o gün. Korkusuz Viking savaşçıları ne olduğunu bile anlayamadan gemileriyle birlikte yanıp yok olmuşlardı.
Peki Bizanslılar o dönem için denizlerin tek süper gücünü nasıl olup da saatler içinde dize getirmişlerdi?
Cevap, namlusundan ateş yağdıran bir silahta saklıydı.
Bir kordonla körüğe bağlı olan bu silah, yanmakta olan çok yoğun bir sıvıyı 15 metre öteye püskürterek etrafa ölüm saçıyordu. Silahın namlusu 180 derece dönebilen bir platformun üstüne oturtuluyordu. Silah kullanıma hazır olduğunda menzili içindeki hiç kimse güvende olmuyordu.
Koyu kıvamlı iğrenç bir sıvıydı... Hedefin üzerine yapışabiliyor ve saatlerce yanabiliyordu. Her çeşit yüzeyin üstüne yapışıyor ve yanıyordu. Suyun üstünde bile saatlerce yanmayı sürdürüyordu. Su dökülünce daha çok harlanıyordu.
Silah o kadar etkiliydi ki Vikinglerin uğradığı akibetin aynısına en az onlar kadar güçlü olan Venedik ve Arap donanmaları da uğradılar. Silah kara savunmaları için de uygundu ve karada da en az denizdeki kadar etkiliydi. Öyle ki Osmanlılar, İstanbul için ateşli silahların icadını beklemek zorunda kaldılar.
Bu silahın içeriği, belki de tarihin ilk askeri teknoloji sırrıydı. Öyle bir sır ki, günümüzün kimya bilimcileri bile bu iğrenç sıvının içeriğini sadece tahmin edebiliyorlar.
Bir tahmine göre formül şuydu;
- Korlaşmış kömür
- Çam reçinesi
- Katran
- Kükürt
- Kireç
- Kuyruk yağı
Bu formül tahmini doğru bile olsa, kimyagerlere göre bu karışım o kadar tehlikeli ki ısıtıldığında patlama ihtimali oldukça yüksek. Bizanslıların, bir patlama yaşanmadan karşımı nasıl ısıttıkları ve kullanıma hazırladıkları ise halen bir sır.
Formülün sırrı Bizans'ta bir halk efsanesine dönüşmüştü. İnsanlar formülün sırrını sadece imparatorun bildiğine, ona da bu sırrın Tanrı tarafından gönderilen bir meleğin söylendiğine inanıyorlardı. :)
(Demet Ergin)
Ataman Bey 2022-08-13 22:54:34 anında paylaştı.