<p>UYANAN AVRUPA ve SARSILAN OSMANLI</p><p><strong>1- Dogmatik Düşünce: </strong>Kilise söylemlerinin sorgulanmadan doğru kabul edildiği düşünce sistemidir.</p><p><strong>2- Coğrafi Keşifler: </strong>Keşifler sonucu okyanuslara açılan Avrupalı devletler hem Amerika kıtasını keşfettiler hem de doğunun zenginlik kaynağı olarak bilinen Hindistan'a denizden ulaştılar. Keşfedilen bu bölgelerdeki kaynakları kendi ülkelerine taşıyarak zenginleştiler.</p><p><strong>3- Rönesans (Yeniden Doğuş): </strong>Avrupa'da ekonomik kalkınmayla birlikte bilim, sanat ve edebiyat alanında gelişmelerin yaşandığı döneme "<strong>yeniden doğuş</strong>" anlamına gelen <strong>Rönesans </strong>adı verilir. Rönesans'la akıl ve bilim ön plana çıktı ve dogmatik düşünceler sorgulanmaya başlandı.</p><p><strong>4- Reform: </strong>Katolik kilisesinin kendini düzeltmek için yapmak zorunda kaldığı yeniliklere <strong>reform </strong>denir.</p><p><strong>5- Aydınlanma Çağı: </strong>Avrupa'da insanın önemini dine göre değil, akla dayanarak açıklayan düşünce sistemidir. .</p><p><strong>6- Sanayi İnkılabı: </strong>Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin üretimde kullanılmasına denir.</p><p>Buhar gücüyle çalışan makinelerin üretimde kullanılmasıyla Sanayi İnkılabı başladı.</p><p>Sanayi İnkılabı ilk olarak İngiltere'de başladı<strong>. </strong></p><p><strong>Sanayi İnkılabının Sonuçları: </strong></p><p>Fabrikalar açıldı.</p><p>Fabrikada çalışanlar işçi sınıfını oluşturdu.</p><p>Tarımda iş azaldığı için fabrikada çalışmak için köyden kente göçler başladı.</p><p>Şehirlere göç sebebiyle <strong>şehirlerde altyapı, çevre kirliliği, çarpık kentleşme sorunları </strong>yaşandı. .</p><p><strong>İnsan gücüne ihtiyaç azaldı, makine gücü kullanıldı. </strong></p><p>Hammadde ve pazar ihtiyacını karşılamak için güçlü devletler güçsüz devletlere baskı uyguladılar, bu durum <strong>sömürgecilik faaliyetlerine </strong>sebep oldu.</p><p>Sömürgecilik sebebiyle <strong>I. Dünya Savaşı </strong>başladı.</p><p><strong>BİLGİ NOTU: Osmanlı Devleti sanayi inkılabından olumsuz etkilendi. Avrupa'ya ayak uyduramadı, Avrupalılar hammadde ve Pazar olarak Osmanlıyı kullandılar. </strong></p><p><strong>20. YY'DA OSMANLI DEVLETİNİN DURUMU </strong></p><p>Osmanlı Devleti 17.. yüzyılla birlikte devlet asker®, siyasi ve ekonomik gücünü kaybetmeye başladı. Devletteki kötü gidişatı durdurmak için yapılan ıslahat çalışmaları çeşitli nedenlerle başarısız oldu. Yapılan savaşlar üst üste yenilgiyle sonuçlandı. Savaşlarla birlikte toprak da kaybedildi. Savaş masrafları ekonomiyi iyice sarstı.</p><p>Devletin giderleri artarken gelirleri azaldı. Yöneticiler devlet işleriyle yeterince ilgilenmedikleri için bu sorunlar gittikçe büyüdü.</p><p>Coğrafi Keşifler daha sonra yaşanan sanayi İnkılabı ile birlikte ekonomi iyice kötüye gitti. Devlet bütçe açığını kapatmak için vergileri artırdı. Bu durum halkta huzursuzluğa sebep oldu.</p><p>19. yüzyılda Avrupalı devletlerden yüksek faizle borç alınarak giderler karşılanmaya çalışıldı. İlk kez Kırım Savaşı sırasında alınan borçlar büyük oranda israf edildi. Devlet, otuz yıl içinde borçlarının faizini dahi ödeyemez h¢le gelerek iflas etti. Bunun üzerine alacaklı devletler -Osmanlı yönetiminin çağrısıyla- bir araya gelerek <strong>Düyûn-u Umûmiye </strong>adında uluslararası bir teşkilat kurdular (1881). Osmanlı gelir kaynaklarının büyük bir kısmına el koyan bu teşkilat, vergileri topluyor ve alacaklı devletler arasında paylaştırıyordu. Osmanlı Devleti kapitülasyonlar ve Düyûn-u Umûmiye teşkilatının etkisiyle ekonomik bağımsızlığını kaybetti. Bu durum devletin siyasi bağımsızlığına da zarar verdi.</p><p><strong>Fransız ihtilali: </strong>1789'da Fransız İhtilali sebebiyle <strong>"adalet, eşitlik, özgürlük ve milliyetçilik" </strong>akımları ortaya çıktı. Özellikle milliyetçilik akımı sebebiyle <strong>Avusturya ve Osmanlı </strong>gibi devletlerde <strong>Rusya ve İngiltere'nin </strong>kışkırtmasıyla isyanlar çıktı, azınlıklar bağımsızlığını ilan ettiler. İsyanların etkisi devletin özellikle Doğu Avrupa ve Balkan topraklarında daha yıkıcı oldu. İsyanlar sonucunda Balkanlarda huzur bozuldu.</p><p> </p><p><strong>OSMANLI'YI KURTARMA AKIMLARI</strong></p><p><strong>-</strong><strong>Osmanlıcılık:</strong>Bu fikir akımına göre Osmanlı Devleti içindeki tüm milletler bir ’˜'Osmanlılık'' duygusu ile Osmanlı milleti haline getirilmelidir.Böylece devlet içindeki değişik milletlerin ayaklanmaları önlenmiş olacaktır.</p><p><strong>-İslamcılık</strong><strong>:</strong>Bu akıma göre ,devletin parçalanmasını engellemek için müslüman milletler Osmanlı halifesinin liderliğinde tek bir çatı altında birleşmelidir.</p><p><strong>-Türkçülük</strong><strong>:</strong>Osmanlı Devleti içinde yaşayan Türkleri milli bir duygu ile bilinçlendirmeyi amaçlamıştır.Balkan Savaşlarından sonra Osmanlıcılık akımının zayıflaması ile Osmanlı yönetimine hakim olan düşünce akımıdır<strong>.</strong></p><p><strong>-</strong><strong>Batıcılık</strong>:Osmanlı Devleti'nin kurtuluşunun tek yolunun batıya ayak uydurmaktan geçtiğini savunan fikir akımıdır.</p><p><em><strong>**Bu fikir akımlarının hiçbiri Osmanlı Devleti'nin parçalanmasını engelleyememiştir.</strong></em></p><p><strong>MUSTAFA' DA ÇOCUKTU</strong></p><p> </p><p><strong>*</strong>M.Kemal 1881 yılında Selanik'in Koca Kasım Mahallesi Islahane Caddesi'ndeki evinde dünyaya geldi.</p><p><strong>*</strong>Annesi Zübeyde Hanım Konyadan Rumeli'ye göç eden bir ailenin kızıdır.Babası Ali Rıza Efendi Aydın'nın Söke tarafından gelmiş ,mesleği gümrük memurluğu olan iyi eğitimli biri idi.<strong>*</strong> Zübeyde Hanım ve Ali Rıza Efendi'nin evliliklerinden altı çocuk dünyaya gelmiş Mustafa ve Makbule dışında Fatma ,Ahmet,Ömer,ve Naciye küçük yaşlarda ölmüşlerdir</p><p> </p><p><strong>MUSTAFA KEMAL OKULDA</strong></p><p><strong>*</strong><strong>Mahalle Mektebi</strong><strong>:</strong> Mustafa, önce annesinin isteğiyle mahalle mektebine gitti.</p><p><strong>*</strong><strong>Şemsi Efendi İlkokulu</strong><strong>:</strong> Mahalle mektebinde modern eğitim uygulanmaÂdığından Şemsi Efendi İlkokuluna başladı. Şemsi Efendi İlkokuluna devam ederken babaÂsını kaybetti. Bunun üzerine kısa bir süre öğrenimine ara vermek zorunda kaldı. Babasının ölümüyle aile zor durumda kaldı. Zübeyde Hanım, oğlu Mustafa ve kızı Makbule ile birlikte Selanik yakınlarında çiftlik işleten kardeşinin yanına <em>gitti</em>.</p><p><strong>*Selanik Mülkiye Rüştiyesi</strong><strong>:</strong> Mustafa'nın öğrenim görmemesi annesini çok üzüyordu. Bu nedenle Zübeyde Hanım oğlunu öğreniÂmine devam etmesi için tekrar Selanik'e gönderdi.Mustafa, Selanik'te Mülkiye Rüştiyesine (sivil ortaokul) yazıldı (1892).</p><p><strong>*</strong><strong>Selanik Askeri Rüştiyesi</strong><strong>:</strong> Mustafa Kemal'in arzusu asker olmaktı. Asker® okul sınavına girdi ve başarılı oldu. Selanik Asker® Rüştiyesine (Selanik Asker® Ortaokulu) kaydoldu. Mustafa bu okulda, zek¢sı ve üstün yetenekÂleriyle öğretmenlerinin sevgisini kazandı.</p><p>Doğduğunda kendisine "Mustafa" adı verilmişti. "Kemal" adını ise bu okuldaki matematik öğretmeninÂden almıştır.</p><p><strong>*</strong><strong>Manastır Asker® İdadisi</strong><strong>:</strong> Mustafa Kemal, Selanik Asker® Rüştiyesini biÂtirince Manastır Asker® İdadisine yazıldı (1895).</p><p>Manastır kenti ve girdiği bu okul Mustafa KeÂmal'in ülke sorunları, vatan ve millet sevgisi, milliyetçiÂlik, bağımsızlık, özgürlük gibi düşüncelerinin gelişmeÂsinde önemli rol oynamıştır</p><p><strong>* </strong><strong>İstanbul Harp Okulu</strong><strong>:</strong> Mustafa Kemal, MaÂnastır Asker® İdadisini bitirdik ten sonra İstanbul'a gelerek Harp Okulunun piyade sınıfına girdi (1899).</p><p><strong>*</strong><strong>İstanbul Harp Akademisi</strong><strong>:</strong> Harp Okulundan sonra öğreÂnimine İstanbul Harp AkadeÂmisi, kurmay sınıfında devam etti. (1902). Derslerinin yanı sıra, ülkenin içinde bulunduğu siyası durum ve sorunları ile yakından ilgilendi. Mustafa Kemal, Harp Akademisini kurmay yüzbaşı olarak bitirdi (11 Ocak 1905). Böylece orduda görev almaya hazır bir kurmay subay oldu</p><p><strong>CEPHEDEN CEPHEYE MUSTAFA KEMAL</strong></p><p><strong>(Kurtuluş Savaşı'na-1919- kadar M.Kemal'in askeri başarıları </strong></p><p><strong>*Şam'a atanması(1905):</strong> İlk görev yeri olarak Şam'a 5. Ordu emrindeki 30. Süvari Alayına atandı.. Burada subaylara askeri bilgiler verecek ve bölgedeki asayişi sağlayacaktı.</p><p>Suriye'de bulunduğu sırada yakın arkadaşÂlarıyla <em><strong>Vatan ve Hürriyet Derneğini</strong></em> kurdu (Ekim 1906).</p><p>1907'de kolağası olarak Şam 5. Ordu KomuÂtanlığında, oradan da aynı yıl içerisinde Manastır 3. Ordu Komutanlığında görevlendirildi.</p><p><strong>*</strong><strong>31 Mart Olayı(1909):</strong> İstanbul'da meşrutiyet karşıtlarının çıkardığı 31 Mart Ayaklanmasını bastırmak ve düzeni sağlamak amacıyla hazırlanan <em><strong>Hareket Ordusu'</strong></em><strong>nda</strong> kurmay yüzbaşı olarak Mahmut Şevket Paşa ile birlikte görev yaptı.</p><p><strong>*Trablusgarp Savaşı (1911</strong><strong>):</strong> İtalya'nın Trablusgarp'a saldırması üzerine kaçak yollarla Mısır üzerinden Trablusgarp'a gitti. Mustafa Kemal, Enver Paşa Derne ve Tobruk'ta İtalyanlara karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Bu başarılarından dolayı Mustafa Kemal binbaÂşılığa terfi ettirildi.</p><p>Balkan Savaşlarının başlamasıyla Trablusgarp'tan ayrılmak zorunda kaldı.1912 yılında İtalyanlarla <strong>Uşi Antlaşması </strong>yapıldı.Bu analaşmaya göre:</p><p><strong>-</strong>K.Afrikadaki son toprak parçası Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara verildi.<strong>-</strong>Oniki ada geçici olarak İtalyanlara bırakıldı.</p><p><strong>*Sofya Askeri Ataşeliğine Atanması</strong><strong>:</strong> Mustafa Kemal 1913 yılındaSofya Askeri Ataşeliği'ne atandı . Mart 1914'te yarbaylığa yükseldi.</p><p><strong>*</strong><strong>Çanakkale Savaşı (1915):</strong> Mustafa Kemal'in askeri yönden tanınmasını sağlayan, I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale CephesinÂdeki savaşlar olmuştur.</p><p>Mustafa Kemal Çanakkale Cephesi'nde üstün bir askerlik yeteneği sergileyerek önemli savunmalar yaptı.Mustafa Kemal ve emrindeki tümen, Anafartalar ve Arıburnu'nda düşmanı ağır bir yenilgiye uğÂrattı.</p><p><strong>*Kafkasya Cephesi(1916</strong><strong>):</strong>M.Kemal Çanakkale'deki başarılarının ardından Ruslara karşı mücadele verilen Kafkasya cephesinde 16.Kolordu komutanı olarak görevini sürdürdü.Burada Ruslar karşısında dağınık halde olan birlikleri bir araya getirerek Rusların elinden Muş ve Bitlisi geri almayı başardı.</p><p><strong>*Suriye Cephesi(1917</strong><strong>):</strong> 7. ordu komutanlığına atandı.Alman komutan ile düştüğü anlaşmazlık sebebiyle istifa etmiş İstanbul'a dönmüştür.1918 yılında 7.ordunun da bağlı olduğu <strong>Yıldırım Orduları Grubuna</strong> komutan olarak atanmış,burada Arap ve İngiliz kuvvetlerini durdurmayı başarmıştır.</p><p><strong>ATATÜRK'ÜN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ</strong></p><p><strong>1)Vatanseverliği:</strong>Bir asker olarak birçok cephede vatanı savunmuştur.Çanakkale cephesinde askerlerine: "<strong>Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçen zamanda yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar gelebilir.</strong>" diyerek Türk ordusunun başarısının nasıl gerçekleştiğini ortaya koymuştur.</p><p><strong>2)İdealistliği</strong>:<strong>Atatürk'ün ideali;</strong> Türk milletini çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmaktır.</p><p><strong>3)Gerçeği Arama Gücü</strong>:İç ve dış politikada hiç hayalci olmamış, milletinin gerçekleşmesi mümkün olmayan emeller peşinde koşturmamıştır.</p><p><strong>4)Çok Yönlülüğü:</strong>Üstün bir komutan ve eşsiz bir devlet adamıdır.</p><p><strong>5)Gurura ve Ümitsizliğe Yer Vermemesi</strong></p><p>M. Kemal kendisine farklı davranılmasından hoşlanmazdı. Çanakkale Savaşları sırasında cephanesi olmayan asker karşısında süngü tak emrini vermesi, onun çok zor durumda bile ümitsizliğe düşmediğinin göstermektedir.</p><p><strong>6)İleri Görüşlülüğü:</strong>Çanakkale Savaşlarında düşmanın nereden çıkarma yapacağın tahmin etmesi, II. Dünya Savaşı'nın çıkaracağı 1932'de yurt gezisinde "<strong>Kırk asırlık Türk yurdu, düşman eline bırakılamaz</strong>" diyerek ilerde Hatay'ın ana vatana katılacağını belirtmiştir.</p><p><strong>7)Eğitimciliği :</strong>Cumhurbaşkanı olmasaydınız ne olurdunuz sorusuna "Milli Eğitim Bakanı olarak milli kültürü yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdi." diye cevap vermiştir<strong>8)Sanatseverliği 9)Yöneticiliği</strong></p><p> </p><p><strong>ATATÜRK'ün eserleri ( kitaplar) </strong><br />* T¢biye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih<br />* Takımın Muharebe Talimi</p><p>* Cumalı Ordug¢hı - Süvari: Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevraları (1909)<br />* T¢biye ve Tatbikat Seyahati (1911)<br />* Bölüğün Muharebe Talimi</p><p>(* Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (1918)<br />* Nutuk (1927)<br />* Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (1930)<br />* Geometri (1937)<br />Atatürk'ün ayrıca, 1915-1918 yılları arasında Anafartalar, Doğu Cephesi ve Karlsbad'daki hatıralarını yazdığı günlükleri de bulunmaktadır.</p><p><strong>* NUTUK=</strong> Atatürk'ün kendi kaleminden çıkan bu eser, yine Atatürk tarafından, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan İkinci Kurultayı'nda 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi bir hitabeye dayandığı için Nutuk adını almıştır. Nutuk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşundan Cumhuriyetin ilanına kadar uzanan başarılı bir tarihi akışın hikayesidir.</p>
Can 2020-03-31 21:57:49 anında paylaştı.