İgor Destanı ve Kıpçaklar
Aykut Hoca paylaştı.

"İgor Destanı" veya "Prens İgor Destanı" [Novgorod-Seversk prensi İgor Svyatoslaviç (1151 - 1202)], Kıpçak/Kuman Türkleri ile Rus Knezliklerinin 1103-1185 yılları arasındaki savaşlarını anlatır. "Rus" ordusu mağlup olup yok olmuş ve Oğlu Vladimir ile beraber esir düşmüştür.

Oğlu Vladimir daha sonra bir "Türk" kızı olan Konchakovna (Konçak Kağan'ın kızı) ile evlenir. Prens İgor'un annesi de bir Kıpçak Türkü'dür.

"Oltava'da yaptığın gibi düşmanları ez!
Varla'da olduğu gibi ez onları!
Merl'de yaptığın gibi, Sür onları dışarı,
Düşman Polovtsian (Kıpçaklar) Kağanlarının ordusu ezilsin!"

"Güneş gibi olan Konçak Kağan,
Ay gibi olan Gazak (Kazak) Kağan,
Bütün Kağanlar yıldızlara eşittir.
Zaferleri parıldıyor,
Cennetlik bedenlerin parlıklığı gibi.
Hey!
Şanlı Kağanlarımıza şimdi kımız içeçeğiz, hey!
Kımızlar bizi mutlu edecek, hey!
Mahkumlar bizden kaçmayacak, hey!
Lanet olsun sana! Kaçmaya cesaret eden:
Yaldızlı oklarımız
Ve hızlı atlarımız
Her zaman onu steplerde yakalar
Bir şarkı besteleyeceğiz,
Kağanların görkemine,
Ve onların savaşlarını öveceğiz!
(Uğurlu kımız tulumlarıyla içeri girer..)
[çeviri:Semra Bayraktar]

Bestesini Alexander Borodin'in (Aleksandr Porfiryevich Borodin, 1833-1887) yapmaya başladığı, lakin ani ölümü üzerine Rimsky Korsakov* ile Alexander Glazunov (1865-1936)'un tamamladığı 4 perdelik en iyi tarihsel Rus operalarından biridir. Dünya galasını 4 Kasım 1890 yılında Sankt Peterburg'un meşhur salonu Mariinsky Tiyatrosu'nda yapmıştır. Bu destanı yazanın da Peçeneklerden bir Türk olduğu söylenmektedir.


Eserin 16. yüzyıla ait bir kopyası 1790'da Aleskey Musin-Pushkin tarafından bulunarak edebiyat dünyasına tanıtılmıştır. Sonradan bu kopyada 1812 yılında Napoleon'un Rusya işgali döneminde Moskova'da çıkan bir yangında yok olmuş olup günümüze ancak 860 satır ve 3 bin kelimeden oluşan 1800 baskısının kopyaları ulaşmıştır.
Bu durumda, Ruslar ilk destanlarının yazılımıyla, bestesiyle, destanıyla bize mi borçlu oluyorlar?... Vladimir adının bile Türkçe'den "BALA-DİMİR/TİMİR/TİMUR/DEMİR"den türetildiğini düşünüyorum.

"1170 yılında Kumanların başında Konçak ve Kobyak (Köpek-Kebek) adlı başbuğları vardı. Bu başbuğların idaresinde Kuman-Kıpçaklar, Peresyeslav knezliğine akınlar yaptılar (1177-1179). Fakat 1184'de Knez Svyatoslav idaresindeki Rus ordularına mağlup olup 7.000 esir verdiler. Kuman-Kıpçaklar, bu mağlubiyete de karşılık vermekte gecikmediler. 1185 baharında Novgorod-Seversk knezi İgor kumandasındaki birleşik Rus ordusunu aşağı Don nehrine bağlı Kayalı ırmağı kıyısında kuşatarak imha ettiler. Başbuğ Konçek (Konçak)'in idare ettiği bu savaşta prens İgor dahil Rus ordusundaki knezleri hepsi yakalandı. Fakat Prens İgor, sonradan kaçmayı başardı. Rus milli destanı olup "Slovo o polku İgoreve"nin konusu bu 1185 muharebesidir. Bu İgor destanında seferin ayrıntıları, kahramanlık, üzüntü ve İgor'un karısının feryatları kısaca anlatılmıştır. Bu destanda bizim için önemli olan taraf, din, madencilik, savaş tekniği, donatım ve benzeri yönlerden Ruslar üzerindeki Türk tesirini göstermesidir."

Tarihçiler tarafından Kıpçak-Kumanların en önemli niteliklerinin erkek ve kadın savaşçılardan oluşan askeri güçleri olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte ekonomik faaliyetlerini de sürdürmüşler "’¦Bizans'tan Harzemlere kadar yaygın yerleşimlerinin de etkisiyle Venedik'ten Orta Asya'ya uzanan ticaret yollarını da kontrol altına almışlar ve ticaret akışını yönlendirmişlerdir’¦" [Cuman People, Metapedia]

Prof.Dr.Ahmet Taşağıl - Kuman-Kıpçaklar

Aykut Hoca 2020-05-21 02:54:16 anında paylaştı.

Yorumlar İçin Giriş Yap & Üye Ol