TÜRKLERDE SANAT
Bengü Yılmaz paylaştı.

Bozkırlının nazarında sabit olan şeyin faydası yoktur. O, her an harekete hazır olmalı, kolayca yer değiştirebilmelidir. Bu yüzden eski Türkler mesken olarak süratle kurulup toplanan ve nakledilebilen çadırı seçmiştir. Bu seyyar evini Gök Tanrı'nın gölgesinde arzu ettiği yere diker. Pek sevdiği atını, onun eyer takımlarını altın ve gümüşle süsler. Şahsi ziynet eşyasının da yükte hafif, pahada ağır olmasına özen gösterir.

Bu nedenle, Türk sanatının ilk devresinin ürünleri büyük binalar ve eserler değil, altın işlemeli kılıçlar, altın ve gümüş kemer tokaları, küpeler, ok mahfazaları, altın-tunç heykelcikler ve diğer mücevherat vb.dir.

Tarihin en köklü milletlerinden biri olan Türklerin yaşadığı Orta Asya, MÖ 4500'lere kadar uzanan çeşitli kültürleri de bünyesinde barındırmıştır. Anav, Andronova, Karasuk ve Tagar kültürleri ile MÖ 3000'lere kadar uzanan ve en eski Türk kültürü kabul edilen Afanesyova da burada yer almaktadır. Bu kültür bölgelerinde tuğladan evlere, topraktan ve çeşitli madenlerden yapılmış süs ve ev eşyalarına, dokumalara rastlanılması gelişmiş bir kültürün varlığını ortaya koymuştur.

Orta Asya Türk sanatının temeli ilk Türk devletlerinde görülen atlı göçebe kültürüne dayanmaktadır. Konargöçer bir yaşam tarzını benimseyen Hunlarda ve Köktürklerde taşınabilir sanat eserleri öne çıkarken yerleşik hayata geçen Uygurlarda farklı eser tipleri görülmüştür.

Orta Asya'da yerleşik kültürlerle yanyana yaşayan Türkler sabit ev kültüründen haberdar olmalarına rağmen konargöçer yaşam tarzından dolayı çadırda yaşamayı tercih etmişler, bu da çadır sanatının gelişmesine neden olmuştur. Yurt adı verilen ve keçeden yapılan çadırlar alçak kubbeli olup iç çatısı ağaç iskeletlidir. Tepelerinde havalandırmayı sağlayan bir delik bulunmaktadır.

Çadır geleneği değişik yönlerden Türk kültürü üzerinde günümüze kadar etkisini sürdürmüştür. Bu etkilerden biri de din® mimari eserlerinde kendisini göstermiştir. Türkler ölüyü çadıra koyup yas töreni düzenler; daha sonra ölünün mezarı üzerine kerpiçten, taş ve ağaçtan kulübe yaparlardı. Bu düşünceler doğrultusunda gelişen ve en eski mezar tipi olan kurganlar bir tümülüsü andırmış, sonraki dönemlerde de anıt mezar mimarisini etkilemiştir.

Çadır geleneği, mimarinin yanında süsleme sanatını da etkilemiştir. Orta Asya'da Türklerin kullandıkları özellikle kağan çadırlarının süsleme bakımından daha zengin ve daha büyük olduğu bilinmektedir. Otağlar renk renk kıymetli kumaşlar ve ipeklilerle süslenmiştir. Kumaş, keçe ve çadır üzerine aplike tekniği ile yapılmış süslemeler h¢kimdir. Süslemelerde genellikle; kaplanla dağ keçisinin, grifonla geyiğin ya da bu tür hayvanların mücadelelerini konu edinen betimlemeler vardır.

Bengü Yılmaz 2020-05-05 12:28:10 anında paylaştı.

Yorumlar İçin Giriş Yap & Üye Ol