YUGOSLAVYA DERSLERİ -- 3
KENAN ÖZEK paylaştı.

Ayrılan ülkelerin her biri, her ne kadar şu anda bağımsız birer ülkeymiş gibi görünse de, asla hiçbiri bağımsız değildir.
Bilinenin aksine; her birinin, ekonomileri, yeraltı- yerüstü gelir kaynakları, tüm madenleri, üretimleri, siyasetleri, güvenlikleri, dinleri ve milli varlıkları tamamen ABD' ye ve küresel şirketlere teslim edilmiş, borçlandırılarak esir alınmış ülkeciklerdir.
Her birinin milli kimlikleri tamamen yok edilmeye çalışılmıştır. Sırplar, Rusya'nında desteği sayesinde, milli kimliklerini büyük oranda korudu. Ekonomisi de diğerlerinden daha iyidir. Yugoslavya'dan kalan bazı fabrikalar hala çalışmaktadır.
Ancak, Türk ve Müslümanların yaşadığı bölgeler, üretim ve kalkınmadan uzaklaştırıldı. Tüten fabrika kalmadı. Türk kimliği de, önceleri Fethullah örgütlenmesi aracılığıyla, son birkaç yılda ise - maalesef Türkiye'nin de desteğiyle- iyice zayıflatıldı.

Bosna Hersek-Saraybosna, ekonomisi, siyaseti, kültürü, dini bağımsız değildir. ABD'nin tam hakimiyeti vardır.
Yugoslavya'dan ayrılan en küçük ülkecik olan Kosova'da, Avrupa'nın en büyük Amerikan üssü vardır.
Kosova'da bağımsızlık, ABD bayraklarıyla kutlanmıştır.
Kosova'nın başkenti Priştine'nin heryeri ABD bayraklarıyla donatılmıştır. Şehrin ortasında da Clinton heykeli yapılmıştır.
Clinton'un kendilerini kurtardığını sanıyorlar.
Oysa Clinton, Kosova altınlarını, madenlerini kurtarıp ABD ye 100 yıllığına teslim etmek için mücadele etmiş, başarmıştı.
Ne büyük acıdır ki: Türk ve Müslüman çoğunluğun yaşadığı bölgelerde, Amerikancılık ve küresel Yahudi şirketlerine teslimiyet, İslamiyet'e ve Türklüğe teslimiyetten çok daha yoğun ve etkilidir.

Kosova'da Avrupa'nın en büyük altın madenleri vardır (Trepca bölgesi). Bu en zengin altın yatakları artık Kosovalıların değildir.
ABD bu bölgeyi 99 yıllığına kiralamıştır.
Artık Kosova altınları ABD'nindir.
Yani Kosova ABD'nin dir. Kimse kendini kandırmasın.

İşte ülkelerinizi bunun için parçalıyorlar. Bizleri bunun için dövüştürüyorlar. Rejimlerin sağcı yada solcu olması, faşist yada Komunist olması, ABD' yi, Avrupayı ve Küresel şirketleri asla ilgilendirmez.
Onların ilgilendikleri sadece ülkelerin maddi zenginlikleridir.
Ulusal devletleri zorla ayrıştırıp, soyguna, işgale hazır hale getirmektedirler. Sanal sorunlar üreterek sizi oyalarken madenlerinizi götürüyorlar. Petrollerinizi götürüyorlar. Geleceğinizi götürüyorlar.
Bu el koymanın altyapısını da, eğitim, iletişim, medya, siyasal din, sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütleri aracılığıyla hazırlıyorlar. Hem de hepimizin gözü önünde.

Avrupa birliği talimatlarının hepsi, Türkiye'de etnik ve dini azınlıklar yaratmak, ayrımları körüklemek üzerinedir.
Ve ülkemin tüm siyasetçileri; Türkiye'nin gerçek sorunlarından tamamen uzak, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü bozacak, zayıflatacak, kitleler arası kin ve nefreti körükleyerek çatıştıracak şekilde siyaset yapmaktadırlar.
Ülkemin tüm siyasetçileriyle, işgalcilerin Türkiye üzerine siyasetinin aynı doğrultuda ilerlediğini görmek çok üzücüdür.
Birleştirici Türk kimliğini etkisiz hale getiren, kurucu-kurtarıcı Atatürk sevgisinden uzaklaştıran tüm çalışmalar, bunun hazırlığıdır.
Hiçbir batılı ülke yada kurumun amacı, Kürtleri, Rumları, Ermenileri, Patrikhaneyi, Alevileri Sünnileri, şeyhleri, hocaefendileri yada eşcinselleri sevmek değildir.
Amaçları; bu ayrışmaların ve çatışmaların sonunda, Türkiye'yi zayıflatıp tüm zenginliklerine el koymaktır.
Biliniz ki, henüz Türkiye'nin petrolleri çıkarılmamıştır. Çok az bir kısmı açılarak, büyük kısmının üstü örtülüp bekletilmektedir. En kıymetli madenlerin çoğu henüz çıkarılmamıştır. Türkiye, bugünkü nüfusun 10 katını besleyecek kaynaklara sahiptir.
Buna rağmen, yanlış siyasetler ve bizim alkışlarımız yüzünden,ülkenin önemli bir kısmı açlık sınırındadır.
Ayrıca Anadolu tarihine ve özellikle Türk tarihine el koyabilmek, Batılı işgalcilerin bin yıllık siyasi hedefidir.
Tüm bunları göz önünde bulundurarak: Türkiye'yi birleştirici Türk kimliğinden, Atatürk'ten ve Türkçe'den uzaklaştırmak isteyen, halklara, eyaletlere, federasyonlara bölmek isteyen tüm siyasetlere, tavizsiz karşı koyalım.
Şu anda Türkiye'nin her sokağı, her kurumu, Yugoslavya'yı paramparça edip birbiriyle savaştıran, Batılı misyoner kişi ve kurumlarla doludur. Aralıksız faaliyet gösterip, kitleleri etkilemektedirler.
Ülkeyi ayakta tutan değerlere saldırtmaktadırlar.
Üniversite rektörlerinden, akademisyenlerden, yazarlardan, siyasetçilerden, ajan korsan tarihçilerden, en kücük dini cemaat önderlerine kadar hepsi büyük menfaatler karşılığında aykırı çıkışlar yapıp, ülkeyi hazırlamaktadır.
Artık Türkiye'de hiçbir Vatan hainliği de suç sayılmamaktadır.

Alman anayasası, Almanyalı demez, " Tüm Almanlar" der.
Fransız anayasası, "Fransa halkı" demez, " Fransız halkı" der.
Siz de "Türkiyeli" dedirtmeyin. "Türkiye halkları" dedirtmeyin. "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" birleştiriciliğinden asla taviz vermeyin. Bunu yıkabilirlerse:
geride ne Türk kalır, ne Kürt kalır, ne Müslüman kalır.
Geride sadece ve yalnızca, ABD ve İsrail Yahudi şirketleri kalır.

SON

KENAN ÖZEK

KENAN ÖZEK 2020-05-14 09:20:27 anında paylaştı.

Yorumlar İçin Giriş Yap & Üye Ol