FİLİSTİN-DOĞU TÜRKİSTAN KARŞILAŞTIRMASI VE BİZİM BASIN YAYINIMIZ
Eski Kafa paylaştı.

Bugün yine Filistin ile ilgi haberler ekranları dolduruyor. Her alanda İsrail'le görüşmeleri durdurmuşlar. Aslında böyle bir erke sahip olmak bile büyük bir nimet. Ne yazık ki Doğu Türkistan'ın böyle bir şansı yok.
Bunun üzerine bir muhasebe/karşılaştırma yapma gereği duydum. 50-60 yıldır, günde 24 saat Filistin dedik, İsrail'e lanet okuduk. 70 yılda Doğu Türkistan, şu andaki nüfusundan fazlasını Çin terörüne kurban verdi, birgün olsun çıkıp ulusal kanallardan Çin'e lanet okuyamadık (bu eylem bile tarafımızı tayin etmeğe yetecek).

Elimde değil; karşılaştırma yapmadan duramıyorum. Hemen her Allah'ın günü ulusal kanallarda Filistin ile ilgili haber var. Haberle de kalmıyor; açık oturumlar, paneller, siyaset vb tartışma programları, belgeseller... Görsel basının haricinde yazılı basında binlerce haber... İnanın bunların hiçbirine karşı değilim. 22 Arap memleketinden hiçbiri bizim kadar uğraşmasa bile yine karşı değilim.
Filistin'in, sözde Ermeni soykırımına karşı tutumu, Azerbaycan ve bizim milli meselelerimizdeki duyarsız yaklaşımına rağmen yine de karşı değilim. Çünkü yılan da olsa mazlum ve mahsunsa damarlarımdaki asil kan merhamet göstermeyi emrediyor (ama bunca ihaneti de unutma diyor).

Şimdi soruyorum, Doğu Türkistan bize ne kötülük yaptı ki ulusal basın ve yayınımız Doğu Türkistan meselesine kör ve sağır kalmayı tercih ediyor?
Niye ulusal gazetelerin manşetlerini ve ulusal kanalların ana haberlerini 70 yıldır Çin terörüne maruz kalmış, toprağı işgal edilmiş, 30 milyondan fazla insanını Çin terörüne kurban vermiş Doğu Türkistan doldurmuyor?

Bakın, Doğu Türkistan'ın bir ordusu, bir silahlı kuvveti, en sıradan işleri yapacak bir asayiş gücü bile yok. Halbuki Filistin için savaşan bir Hamas, hükümet adına uluslararası arenada görüşmeler yapan bir hükümet lideri (Abbas) var. En önemlisi de Türkiye Cumhuriyeti on yıllardır hem hükümet olarak hem de millet olarak Filistin'in yanında. 50-60 yılda Filistin için yapılan mitingler, toplanan yardımlar hiçbir kurum, kuruluş ve ülke için yapılmamıştır. Hatta Türkiye kendisi için bile bu kadar miting yapmamıştır.

Eğer mesele ümmet olmaksa Doğu Türkistan ümmetten sayılmıyor mu? Bu Doğu Türkistan ki; Karahanlılar'ın devamı, İslamiyetin devlet dini olarak kabul edildiği ilk ülke, hatta müslümanlığın Türkler arasında yayıldığı ilk yerdir. Doğu'da asırlar boyu İslamın sancaktarlığını yapmış, Kurtuluş Savaşı'na destek için sandıklar dolusu altın göndermiştir. Hem madi hem manevi olarak Türkiye'nin yanında durmuştur. Demek ki mesele ümmet meselesi değilmiş; ırk meselesiymiş. Yani Doğu Türkistan'ın suçu Türk olmakmış!
Kayıtsız kalmamıza Çin'in dünyanın ikinci ekonomik gücü olması, askeri olarak da ilk üçün içinde yer alması sebep gösterilebilir mi? Eğer gösterilecekse 40 kişi ile Çin sarayını basmamızın, Çin Seddi'ni kurduran atalarımızın, yedi düvele karşı Kurtuluş Savaşı'nı veren Türkiyemizin, "her Türk asker doğar" uranımızın (slogan) hiçbir anlamı yokmuş.

Unutmayın saygıdeğer arkadaşlar, Doğu Türkistan'ın ne bir ordusu ne bir silahlı gücü ne de görüşmeler yapacak bir hükümeti var. Bu Doğu Türkistan ki 70 yıl önce bağımsız bir devletti ve 2 milyon km²'ye yakın toprağı vardı.

Eski Kafa 2019-07-30 22:00:13 anında paylaştı.

Yorumlar İçin Giriş Yap & Üye Ol