İKİNCİ MURAD’IN TÜRKÇÜLÜĞÜ
Kerem Hoca paylaştı.


Fatih’in İstanbul fethinden iki yıl evvel 47-48 yaşlarında vefat etmiş olan kıymetli babası İkinci Murad, Osmanlı tarihi kadar Türkçülük tarihi bakımından da çok mühim bir şahsiyettir. Tercüme ve telif suretiyle bir çok Türkçe eserler yazdırmış, Türk alimleriyle şairlerini mütemadiyen himaye etmiş ve bu suretle bazı müsteşriklerin “İlk Türk romantizmi” dedikleri milli kültür hareketine ön-ayak olmuştur.
O devirde İkinci Murad’ın emriyle yazılmış en mühim Türkçe eserler içinde: Yazıcıoğlu Ali Efendi’nin Oğuz-Türk geleneklerini de ihtiva eden Tevarh-i al-i Selçuk’u, Molla Arif Ali’nin onbirinci yüzyılda Anadolu’nun fethiyle Türkiye Devleti’nin kuruluşu hakkındaki Danişmendname’si, Şeyhi’nin Hüsrev ve Şirin’i ve Mercimek Ahmet’in Kabusname’si gibi Türk dilinin tarihi bakımdan çok kıymetli kaynaklar vardır. Bilhassa Osmanlılar’dan önceki Danişmendi ve Selçuki devirlerini unutturmamak için tarihlerini yazdırması, Sultan Murad’ta milliyet şuurunun ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren deliller demektir. Çünkü ondan sonra o devirler tamamiyle unutulmuştur! Bu gibi eserlerin en mühimlerinden biri de Yazıcıoğlu Mehmet Efendi’nin dini edebiyatımızda bir abide sayılan Muhammediyye’sidir. O devirlere ait daha birçok eserler sayılabilir.
İkinci Murad açık Türkçe taraftarıdır. Kendisinin emriyle Kabusname’yi Acemceden tercüme eden Mercimek Ahmed, daha evvel bir başkasının yaptığı ağdalı bir tercümeden padişahın hiç memnun olmadığı ve bir gün Gelibolu’da huzuruna çıktığı zaman:
-Bir kişi Türki’ye (Türkçeye) tercüme etmiş, veli ruşen (lakin parlak) değil.
dediğini ve ondan sonra da:
-Bir kişi olsa ki bu kitabı açuk tercüme etse!
Dediği için kendisinin açık Türkçe ile yeni bir tercüme yaptığı anlaşılır.
Bazı Osmanlı madeni paralarına ilk defa olarak Oğuz Türkleri’nin Kayı boyu’na ait damgayı vurduran da İkinci Murad’tır. Zaten Osmanlı soyunun ilk defa olarak Kayı Han nesline bağlanması da bu devre tesadüf eder. Hatta, daha sonra Osmanlı şehzedelerine “Oğuz” ve “Korkud” gibi Türk tarihi ile mitolojisine ait isimler takılması da İkinci Murad’ın açmış olduğu Türklük ve Türkçülük çığırının bir devamı gibi gösterilir.
Müşteşrik P.Wittek’in fikrine göre İkinci Murad bu milliyet fikrini gençliğinde valilikle bulunduğu Amasya muhitinden almıştır. Danişmendiler devrinden beri eski Türk geleneklerini koruyan bu bölge, Yıldırım Beyazid’ın Ankara felaketinden sonra ilk önce Çelebi Sultan Mehmed’e verdiği milliyet ruhuyla Osmanlı Devleti’nin toparlanmasında en mühim amil olmuş, ondan sonra da oğlu İkinci Murad’a böyle bir Türkçülük akını açtıracak kadar kuvvetli bir milli anlayışı telkin etmiştir.
Herhalde İkinci Murad Türk Milliyetçiliği tarihinde çok mühüm ve parlak bir yer sahibidir. Osmanlı padişahları içinde ilk şair de odur.
(Kaynak: İsmail Hami Danışmend - Tarihi Hakikatler, cilt 2, s.43-44)

Kerem Hoca 2024-09-30 05:55:56 anında paylaştı.

Yorumlar İçin Giriş Yap & Üye Ol