Sene 1924.
Kendi parasını hibe ederek
imece usulü narenciye üretimi başlattı.
Kooperatifler kurdu. İhraç edilen narenciye paraları ile fabrikalar kurdu.
Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası'nın açılışını yaparken gururla "kale" dedi.
"Her fabrika bir kaledir."
Nefeslendi ve devam etti. "Yani bir fabrika içi sadece makinelerle, teçhizatla, işçilerle dolu bir bina, bir mekan değildir, o binanın da ötesidir."
Atatürk'ün hayalleri ve bu doğrultuda kurduğu fabrikalar ve sosyal projelerin gerçeğe dönüşmesi, insanların hayatlarına muhteşem bir şekilde yansıyordu.
Bunlar sadece üretim yapan kurumlar değildi.
Ar-Ge çalışmalarının yapıldığı bir laboratuvar, eğitim veren bir okul, her türlü sanat ve spor imk¢nlarına sahip bir kültür kompleksi, kısacası adeta dört dörtlük yaşam alanları olan kampüslerden oluşuyordu.
Atatürk, işçilerin yüksek standartlarda, her türlü imk¢ndan yararlandıkları bu "sosyal fabrikaları" Anadolu'nun her yanına yapmayı planlıyordu ama bu projesini yaygınlaştırmaya ömrü yetmeyecekti.
İçinde balolar, danslar ve partiler düzenlenen bu fabrikalarda okul ve kreşler vardı.
Kendi elektriklerini üreten fabrikaların su santralleri vardı.
Tiyatroları, halk dansları, koroları, spor kulüpleri, misafirhaneleri, pansiyonları, radyoları hatta
işçi ve halka hizmet veren trenleri vardı.
1937 yılında 12 bin kişinin yaşadığı bu kentte fabrikanın 700 kişilik sinema salonu iki defa memurlara, iki defa işçilere ve iki defa da usta-
lara olmak üzere haftada toplam altı kez film göstermekteydi.
Genç Cumhuriyet'in durmaya
dinlenmeye zamanı yoktu.
Gemlik Suni İpek Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası, İzmit Kağıt Fabrikası (Seka), Ereğli Bez Fabrikası, Alpullu, Turhal, Eskişehir, Uşak Şeker Fabrikaları, MKE Kırıkkale Fabrikası, Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası, Ankara Çimento Fabrikası, İzmit, Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası, Kayseri Bez Fabrikası,
Keçiborlu Kükürt Fabrikası, Sivas Çimento Fabrikası, Karabük Demir Çelik Fabrikası.
Hangi birini sayacağız ki?
Samanı bile olmayan ülke Cumhuriyetin kurulmasından 11 sene sonra Atatürk'ü ziyarete gelen İran Şahı'na Türkiye'de yapılan uçak hediye ediliyordu.
Gayri safi mill® hasıla (GSMH), bir ülke vatandaşlarının verilen bir yıl içinde ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi
karşılığındaki değerinin toplamıdır.
Genç Cumhuriyetin GSMH'si 7 senede %500 hızla büyümüştü. 10 sene içinde ekonomisi kendi kendine yeten dünyada 7 devletten biri Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ydi.
Rüya gibi...
Oysa Çanakkale kutlamaları
yapılıyor, içinde Mustafa Kemal ol-
mayan.
Meğer savaşı gökyüzünden inen evliyalarla kazanmışız.
Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor.İçinde Atatürk olmayan.
Hatta hain padişah göndermiş
Atatürk'ü Anadolu'ya.Vatanı kurtarsın diye.
Hani o sadece kendisini düşünen saraylarda yaşayan, o saray için ülkesini satan padişah.
Hani İngilizlerden yardım isteyip yine bir İngiliz denizaltı gemisiyle kaçan padişah.
İşte tam da bu yüzden Atatürk'ü ve yaptıklarını genç kuşaklara anlatmalıyız.
Hainlerin hainliklerini, kahramanların kahramanlıklarını, yoktan var edilen bu ülkeyi, bize emanet edilen hazineyi.
Bıkmadan usanmadan.Tarih tekerrürden ibaretse eğer, iyiden de kötüden de ders almak gerekir.
Atatürk'ü yanlış tanıtmaya çalışanlara, onu unutturmak isteyenlere, ona hakaret edenlere, onun ilke ve ülkülerini ayaklar altına almaya çalışanlara karşı bitmez, tükenmez bir dayanışma ile mücadele etmek, onu örnek almak boynumuzun borcu olsun. ’¢
Kerem Hoca 2021-01-18 13:09:10 anında paylaştı.