1926 yılında basılan ve Ergenekon Destanında adı geçen Demirci ve ona yol gösteren Boz-Gri Kurt.
Türklerin demire şekil verme yeteneklerinden dolayı, tarih onlara "Demirci Millet" sıfatını vermiştir. Demircilikteki hünerleri elbette kaliteli savaş araçları yapmalarını sağlamıştır. Türklerin demire anlam yüklemeleri ve kutsallaştırmaları, efsane ve destanlarına da ilham kaynağı olmuştur.
Tsü-k'ü Hunlarının çocukları olan Köktürkler, yıllarca Juan Juan'ların "Esir Demircisi" olarak yaşadıktan sonra, Juan Juan'ları ve diğer Orta Asya devletlerini yenerek, Göktürk İmparatorluğunu kurmuşlardır. Demirciler, demir dağı eriterek onları özgürlüklerine kavuşturmuştur. "Ergenekon" adını verdikleri destan, yeniden doğdukları o anın, simgesel ve mitolojik anlatımıdır.
Türkler "Demir Kazık Yıldızı" adını verdikleri ve tüm evrenin etrafında döndüğü Kutup Yıldızını, Demirci bir şamanın, döverek işlediği düşünür. Demir Kazık Yıldızı yaratılışın başlangıç yeri olarak görülür. Demir Dağ ve Demir Kazık Yıldızı Kozmolojik anlamda doğum yerleri olarak görülür.
Göktürklerin kağanı her yıl o özel günde, bir demir parçasını ateşte kızgın hale getirip örs üzerine koyar, altın bir çekiçle bu demiri döverdi. Bu ritüel muhtemelen özgürlüklerine kavuştukları günü anmak içindi.
Demiri savaşlarda işlevsel olarak kullanan Türkler, onun sağaltan ve iyileştiren büyüsel etkisi olduğuna da inanırdı. Yabancı elçileri kendi topraklarına almadan önce kızgın demirin üstünden atlatırlardı. Kötü ruhlardan korunmak için üzerlerinde demirden yapılmış figürler ve plakalar bulunurdu.
Bir Yakut Atasözü şöyle der: " Demirciler ve Şamanlar aynı yuvadandır". Nuray Bilgili.
Kerem Hoca 2021-02-04 16:50:37 anında paylaştı.