Asıl adı Ömer Fahreddin olan ve Soyadı Kanunu'ndan sonra Türkkan soyadını alan Fahreddin Paşa 1868 yılında günümüzde Bulgaristan'a bağlı olan Rusçuk'ta dünyaya gelmiştir. 93 Harbi'nden sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşen Ömer Fahreddin 1888 yılında Harp Okulu'nu, 1891'de de Erkan-ı Harbiye'yi bitirerek kurmay yüzbaşı rütbesi ile orduya katılmıştır. Balkan Savaşı'ndaki Çatalca savunmasında ve Edirne'nin geri alınmasında önemli katkıları olan Fahreddin Paşa, Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'na girdiğinde 12. Kolordu Kumandanı olarak Musul'da bulunuyordu. Kolordu'daki görevine ilave olarak Dördüncü Ordu Başkomutan Vekilliğine atanan Fahreddin Paşa bu görevi esnasında hem tehcire tabi tutulan Ermenilerin iskanı hem de Urfa, Zeytun, Haçin ve Musadağı'nda patlak veren Ermeni isyanlarını bastırmakla uğraşmıştır. Mekke Şerifi Hüseyin'in isyana hazırlandığı haberinin alınmasıyla birlikte Dördüncü Ordu Kumandanı Cemal Paşa tarafından Medine'ye gönderilen Fahreddin Paşa 31 Mayıs 1916 tarihinde Medine'ye ulaşmıştır. Birkaç gün sonra Hüseyin ve oğulları Medine çevresindeki demiryolunu ve telgraf hattını tahrip ederek isyanı başlatmışlardır. İngiliz destekli Arap birlikleri 5-6 Haziran gecesi Medine'ye hücum etseler de Fahreddin Paşa aldığı tedbirler sayesinde bu hücumu püskürtmüş ve 27 Haziran tarihinde karşı harekat yaparak Bi’riali, el-İlâve ve Bi’rimâşî mevkilerinde Arapları yenilgiye uğratmıştır. Arap birlikleri 16 Haziran’da Cidde’ye, 7 Temmuz’da Mekke’ye, 22 Eylül’de de Tâif’e girmişler böylece Fahreddin Paşa'nın savunduğu Medine hariç tüm büyük merkezler Arapların eline geçmiştir. Bu sırada devam eden Kanal Harekatı dolayısıyla Osmanlı Devleti Hicaz bölgesine destek kuvvet gönderemediğinden Fahreddin Paşa elindeki kısıtlı imkanlarla Medine çevresinde güvenlik hattı oluşturmak zorunda kalmıştır. Osmanlı hükümetinin Hicaz'ı boşaltma kararı almasından sonra Fahreddin Paşa Medine'deki kutsal emanetleri İstanbul'a gönderme kararı almış ve otuz parçadan oluşan kutsal emanetler 2000 askerin korumasında İstanbul'a gönderilmiştir. Medine çevresindeki demiryolunun tahrip edilmesiyle birlikte Medine'nin dış dünya ile olan kesilmiş ve şehirde açlık baş göstermiştir. Tüm bu olumsuz şartlara rağmen Fahreddin Paşa Medine'yi savunmaya devam etmiş şehri boşaltmasını isteyen İstanbul'a ''Medine Kalesi'ndeki Türk bayrağını ben kendi elimle indiremem'' diyerek Peygamber'in mezar odasına girip mezarı kendisiyle birlikte havaya uçurma tehdidinde bulunmuştur. 30 Ekim 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve mütarekenin 16. maddesine göre Medine'nin boşaltılmasi istenmiştir fakat Fahreddin Paşa bu teklifi yine reddetmiş ve direnmeye devam etmiştir. Padişah'ın imzası bulunan teslim emri dahil olmak üzere tüm emirleri reddeden Fahreddin Paşa askerlerin içinde bulunduğu açlık ve hastalık ile etrafındaki subayların baskısı sonucunda teslim olmayı kabul etmiştir. Teslim kararını aldıktan sonra Peygamberimizin Ravza-ı Mutaharra'sının yakınlarındaki bir medresede kendisi için hazırlattığı yatağa uzanarak subaylarına teslim olmaları emrini veren Fahreddin Paşa kendisinin hiçbir yere gitmeyeceğini bildirmiştir. Fahreddin Paşa 10 Ocak 1919 günü kumandan vekili Necib Bey ve diğer subaylar tarafından zorla Haşimi karargahında kendisi için hazırlanan çadıra götürülmüş ve 13 Ocak 1919 günü Şerif Abdullah Medine'yi teslim almıştır. Mondros Mütarekesi'nden sonra 72 gün toplamda da 2 yıl 7 ay boyunca Medine'yi savunarak Medine Müdafii ve Çöl Kaplanı unvanlarını alan Fahreddin Paşa 27 Ocak'ta savaş esiri olarak Mısır'a gönderilmiş oradan da Malta'ya sürgün edilmiştir. İşgalci devletlerin emriyle kurulan Divan-ı Harp'te idama mahkum edilse de Ankara hükümetinin gayretleri sonucu Malta'dan kurtulmuştur. Fahreddin Paşa Berlin'de karşılaştığı Enver Paşa'nın daveti ile Moskova'ya gitmiş ve burada İslâm İhtilâl Cemiyetleri İttihadı Kongresi’ne katılmıştır. 24 Eylül 1921'de Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya gelen Fahreddin Paşa 9 Kasım 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Kabil Büyükelçiliği'ne atanmıştır. Fahreddin Paşa yaklaşık beş yıl boyunca bu görevde kalmış ve görev yaptığı sürede Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi veren Başkurdistan Cumhuriyeti'ne destek olmaya çalışmıştır. 12 Mayıs 1926 yılında yurda dönmüş ve 5 Şubat 1936 tarihinde Tümgeneral rütbesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli olmuştur. Emekliliğinden sonra sakin bir hayat yaşayan Fahreddin Paşa 22 Kasım 1948'de kalp krizi sonucu vefat etmiş ve vasiyeti üzerine Aşiyan Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Aziz Ruhu Şad Olsun
Kerem Hoca 2024-10-15 06:53:02 anında paylaştı.