Tuğrul Bey cesur, kahraman, korkusuz bir devlet adamıydı. Selçuklu hükümdarı olunca harekete geçti. Doğu'dan gelen tehlikeyi yok etti ve hemen batıya yöneldi.
O sırada Anadolu'nun batısı, Bizanslıların elindeydi. Bizanslılar, Selçukluları büyük bir tehlike olarak gördüğün Tuğrul Bey'i durdurmak için çeşitli oyunlar planladı.
Bu oyunun bir parçası olarak ülke sınırlarına Hıristiyan Oğuzlar yerleştirildi. Amaç belliydi: Müslüman Selçuklulardan çekinen Bizanslılar, Hıristiyan Oğuzları öne sürecek ve kendilerini de arka planda bırakacaktı.
Tuğrul Bey, bu gelişmeler ışığında kardeşi İbrahim için görevlendirdi.
İbrahim Bey, güçlü Selçuklu ordusuyla Bizans sınırına dayandı. Hiç direnişle karşılaşmadan
Anadolu önlerine doğru ilerledi.
Bizanslılar bunu haber alınca büyük bir korkuya düştü. Selçukluları bir an önce durdurmak için hemen çok kalabalık bir ordu hazırladılar.
1409 yılında iki ordu Pasin Ovası'nda büyük bir savaşa başladı.Düşman çok kalabalıktı, fakat usta Selçuklu okçuklarının attığı her ok hedefini buldu, Bizanslar çok kayıp verdi. Hepsi korku ve şaşkınlık içindeydi. Selçuklu askerleri, Pasin'de kasırga gibi esiyordu.
Bizanslar çok çevik ve hareketli olan Selçuklu askerleri karşısında güçsüz kalmıştı. Sonunda Komutan Liparit esir düştü. Artık kaçmalarının imkanı yoktu.
Bu savaş, düşmanı tamamen yok edinceye kadar bütün gece devam etti. Zafer kazanıldığında Pasin'de birçok ganimet ele geçirilmiştir.
Liparit, savaşın sonunda Tuğrul Bey' in huzuruna götürüldü. Öldürüleceğini düşündüğü için tir tir titriyordu. Fakat tam tersi oldu. Tuğrul Bey, liparit'i oldukça iyi karşıladı ve başkent Rey'deki sarayında misafir etti. Liparit, bu kadar geniş bir hoşgörüyle karşı şaşırmaktan kendini alamadı.
Bizans imparatoruysa Liparit'in esir edilmesine çok üzülmüş, onu bırakması için Tuğrul Bey'e elçiler gönderilmişti. Elçiler yanlarında çok değerli hediyeler de getirmişti.
Tuğrul Bey'in huzuruna çıktıklarında :
- Liparit'e karşılık kaç altın istersiniz sultanım, diye sordular.
Tuğrul Bey soylu bir davranışla:
- Biz tüccar değil, askeriz, dedi. İnsanları alıp satmak bizim yapacağımız iş değildir.
-O halde ne düşünüyorsunuz, dediler.
Tuğrul Bey kararını bildirdi:
- Onu affediyorum. Serbestçe ülkesine dönebilir.
Böylece Liparit, İstanbul'a döndü. Bizans imparatoru, İstanbul' da yapılmış olan bir caminin tamirine söz verdi ve bu camide Tuğrul Bey adına hutbe okuttu.