-Anneciğim , dedi. Ben gidiyorum!.. Buraların da Selanik gibi olma ihtimali vardır’¦ Ben gittikten sonra yanılıp da sokağa çıkmayın’¦ Benim işim mühim’¦ Bu işte muvafak olabilmem için huzuru kalple çalışmam lazım’¦ Beni merak ve endişede bırakmayın’¦ Giderken gözüm arkada kalmasın! Elimi, ayağımı bağlamayın! Memleket için çalışırken sizden yana bir üzüntüye düçar olmak istemem’¦
Annem heyecandan düşüp bayıldı’¦ Doktor Rasim Ferid Bey'i çağırdık’¦ O ilaç, bu ilaç derken annem biraz kendisine geldi’¦
O gece sabaha kadar uyumadık’¦ Konuştuk’¦ Dertleştik’¦
Ertesi gün, araba kapıya dayandı’¦ Annemle ağabeyimin birbirlerine vedaları çok hazin oldu’¦ Sarıldılar’¦ Öpüştüler’¦ O, annemin ellerini tekrar tekrar dudaklarına götürdü’¦ Annem, ağabeyimin boynuna sarıldı’¦
....
Beni bağrına bastı’¦ Veda etti. Merdivenleri atlayarak aşağı indi’¦
O biraz sonra arkadaşlarının refakatinde arabasına binip kapıdan uzaklaştığı zaman, biz pencerelere yığılmış, gözyaşı döküyorduk’¦
Bizi gene annem teselli etti’¦ Sert bakışlarını bana çevirerek:
-Sen asker kardeşisin, dedi. Ayıp, ağlanır mı hiç askerin ardından!.. Üzüntünü kimseye belli etme’¦ Misafirlere şerbet ez’¦ Memleketi için giden insan ölse bile ardından ağlanmaz!...
Tam üç gün üç gece telefonumuz çalmadı’¦
Halbuki ağabeyim evde iken sık sık telefon çalardı’¦
’¦.
Üç gün sonra bir telgraf aldık:
"Samsun'a çıktım, sıhhatteyim, merak etmeyin ’“ Mustafa Kemal"
Kaynak: Makbule Atadan Anlatıyor, Ağabeyim Mustafa Kemal / Şemsi Belli, 1959
Makbule Atadan Anlatıyor Ağabeyim Mustafa Kemal
* 3359 kez görüntülendi.