İlk olarak, James Q. Wilson ve George Kelling adlı iki Amerikalı teorisyen tarafından 1982 yılının Mart ayında, The Atlantik Monthly adlı yayın organında yayınladıkları bir makalede ortaya atılmıştır "Kırık Camlar Teorisi"
Yazarlar, teoriyi şu örnekle açıklamaktadırlar:
“Bir kaç camı kırık dökük bir bina düşünün. Eğer camlar zamanında tamir edilmezse, kimi insanlar başka camları da kırmakta bir sakınca görmeyecektir. Bu şekilde devam ettiği görüldüğünde, binaya daha büyük zarar vereceklerdir.
Sizi bile bile kırıp döktüğü halde birisinin sizle kalmasına izin verdiğinizde er geç kalbinizin tuzla buz olması kaçınılmazdır...
Başka bir açıdan; insanlara daha önce başkaları tarafından kırılan yanlarınızı gösterdiğinizde sizi kırmak onlar için de meşrulaşacak, normalleşecektir. Hatta bazen güç gösterisi olarak ya da sırf zevk için...
Ama bir de kırık camlardan ışıl ışıl sanat eserleri ortaya çıkaran "Mozaik Sanatı" vardır. Bir nevi kusurdan doğan güzelliktir, uyumsuz gibi duran farklı parçaların şaşırtıcı ahengidir.
Hayat yolculuğunuzda almış olduğunuz
'Can Kırıkları'nızı, tüm yaralarınızı çekinmeden gösterebileceğiniz güveni size hissettiren...
Sizi tam da yara izlerinizden öpüp saran...
Kalbinize dünyanın en değerli mücevherini tutma özeniyle yaklaşan bir sevgi ustası ancak sizin kırık dökük kalbinizden hayranlık uyandıracak, ışıl ışıl bir sanat eseri ortaya çıkarabilecektir.
Görseldeki, sanatçı Bruno Cerboni'nin mozaik eserindendir.