Çok sevdiğim bilindik bir Anadolu ezgisidir bu asker türküsü. Ülkenin son 300 yılı savaşlar ve göçlerle acı içinde geçtiğinden bu travma ister istemez kültürümüze de yansımıştır. Bu türkü gibi daha yüzlerce ağıt vardır kültürümüzde dinledikçe insanın ciğerini dağlar:

Eledim eledim, höllük eledim,
Aynalı beşikte Canan, Bebek beledim.
Büyüttüm besledim, Asker eyledim,
Gitti de gelmedi Canan, buna ne çare,
Yandı Ciğerim de Canan, buna ne çare.
***
Zamane anneleri bebelerini ’˜ultra prima çiş bezleri' ile belediklerinden olaya tümü ile yabancıdırlar. Höllük onlar için sadece kuru toprak ufantısıdır.

Höllük:
Anadolu'da; alüvyonların getirdiği sedimanter bir çeşit topraktır . Sadece çişi tutmak amacıyla alt bezi yerine kullanılmaz, ısıtılarak kullanıldığından çocuğu sıcak tutmaya da yarar.

Mercimek büyüklüğünde elenen höllük, vücudu yakmayacak ısıda tavada kızdırılır, kundak bezinin içine serilen höllük bezine yayılır, sonra sarılarak çocuk bunun üzerine yatırılırdı.

Böylece hem sobalı evlerde çocuk sıcak kalır hem de çişi çok emici olan kuma geçerdi, bozkır ayazında üşütülmezdi yavrucuklar. Ufalanan höllüğün ince tozu ise pişik tedavisinde kullanılırdı.

Anadolu kadını yoksulluk ve çaresizliğinin ilacını yine yaşadığı coğrafyayı gözlemleyerek çözümlemiştir. Höllük toprağı bulacaksın, eleyeceksin, pişirip fırınlayacaksın ve bunların hepsini kayınanadan, kayın atadan gizli yapacaksın.

***Bir güzel Sim¢dır aklımı alan,
Aşkın sevdasını Canan, Sineme saran.
Bizi kınamasın ehl-i Din olan.
Gitti de gelmedi Canan, buna ne çare,
Yandı Ciğerim de Canan, buna ne çare.

--Cemil Biçer--