Günümüzde hamilelik testleriyle gebelik durumu belirlenirken, bebeğin cinsiyeti ise ultrason cihazıyla saptanabilmektedir. Eski Mısırda ise bu teknoloji olmadan bunlar zaten belirlenebilmekteydi. Ve bu bilgilere papirüsler sonucunda ulaşılmıştır.
Hamilelik Testi
Eski Mısır Medeniyetinde bir kadının gebe olup olmadığı bir uygulama ile anlaşılabiliyordu. Uygulamada bir adet arpa, bir adet de buğday dolu iki torba bulunuyordu. Hamilelik şüphesi bulunan kadın, her sabah idrarıyla bu iki torbayı ayrı ayrı sularmış. Hamilelik şüphesi olmayan bir kadın bulunur ve o da diğer arpa ve buğday dolu torbaları idrarıyla sularmış. Bu uygulamada hamilelik şüphesi taşıyan kadının idrarla sulamış olduğu torbalar, diğer kadının sulamış olduğu torbalardan daha önce çimlenirse, kadının hamile olduğu anlaşılıyormuş. Eğer her iki kadının idrarla sulamış olduğu torbalar aynı anda çimlenirse, ortada hamilelik gibi bir durumun olmadığı anlaşılırmış. Bu uygulamada hamile kadının arpa ve buğday torbalarının daha önce çimlenmesinin nedeni ise, hamile kadınların sabahki idrarlarında aşırı miktarda hormon bulunmasıdır. Bu fazla hormon, daha önce çimlenmeyi sağlamaktadır.
Bebeğin Cinsiyeti
Bu medeniyette gebelik durumu anlaşıldığı gibi bebeğin cinsiyeti de anlaşılabiliyordu. Hamilelik testini belirlemede bir arpa ve bir de buğday dolu torbalar kullanılmaktaydı. İdrarla sulanan torbalardan buğday taneleri arpa tanelerinden daha önce çimlenirse bebeğin cinsiyetinin erkek, eğer arpa taneleri daha önce çimlenirse bebeğin cinsiyetinin kız olduğu anlaşılmaktaydı.
Bu uygulama 1933 yılında bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Prof. Julias Manger laboratuarda kutuların içine kurutma kağıtları yerleştirmiş ve bunların üzerine de buğday ve arpa taneleri koymuştur. Ardından bu taneleri hamile bir kadının idrarıyla sulayıp, Eski Mısırda uygulanan bu yöntemin doğruluğunu bilimsel olarak kanıtlamıştır.
Doğum Kontrolü
Mısırlılar kadınlarda kısırlığın tespitini de yapabilmekteydi. Bunun için rahmin ağzına akşam yatarken soğan veya sarımsak yerleştirilirmiş. Sabah kadının uyandığı zaman kadın genzinde soğan veya sarımsak kokusu duyarsa, kadının gebe olmasında herhangi bir sorun bulunmadığı anlaşılırmış. Eğer kadın genzine koku duymazsa ise, kadının tüplerinin kapalı olduğu ve bu nedenle de gebe kalınmasının mümkün olmadığı anlaşılırmış.
Kadının kısır olup olmadığı anlaşıldığı gibi, kadın isterse gebelik durumu da önlenebilirmiş. Bunun için kadın rahminin içerisine paslanmayan metalden yapılma gümüş veya altın yüzük konulurmuş. Bu yöntem sayesinde kadının hamile kalması önlenebilirmiş. Bu uygulamayı Arap kervancılar da Mısırlılardan öğrenmiş ve uzun çöl yolculuklarında dişi develerin hamile kalmaması için develerin rahimlerine temizlenmiş çakıl taşları doldurulurmuş.
Günümüzde birçok özelliğiyle akıllarda hep soru işaretleri bırakan Mısır medeniyeti, eski çağlardaki gelişmişliğin en büyük göstergelerinden birisini çok akil bir şekilde teşkil etmektedir...
(Not:Görsel Antik Mısır 'da doğum yapan bir kadını göstermektedir ve bu gün bu şekildeki doğum yönteminin en iyi yöntem olduğu düşünülmektedir.. Bazı hastanelerde bu yöntem uygulanmaktadır)