Elindeki fotoğraf 14 yaşında kaybettiği oğlu Ahmet Keskiner'e aittir. Ahmet'in kalbi doğuştan deliktir. Doktorlar azami 10 yıl ömür biçmiştir daha iki aylıkken. İlahi kudret bu 14 yaşına gelir Ahmet. Zor günler başlar.
Tesadüfen Cerrahpaşa'da ki bir muayenede, sempozyum için gelen Amerikalı bir doktor Ahmet'i muayene eder ve ABD de yapılacak bir ameliyatla başarı yüzdesinin çok yüksek olduğunu söyler. Yol, ameliyat ve bakım masrafları dahil 20 bin lira ücret söyler ve gider doktor.
Umut umuttur. Eşi Ziya Keskiner'le birlikte harıl harıl turne düzenlerler, eşe dosta, sanat dünyasını haberdar ederler. İlk bir ay kocaman sıfır vardır ortada. Devlet Tiyatroları devreye girer. Bir haftada, sanatçılardan imece usulü 10 bin lira toplanır. Kalan 10 bin lirayı Devlet Tiyatroları kendi yıllık ödeneğinden temin eder.
Adile ve Ziya Keskiner turnedeyken Ahmet apar topar ABD'ye gönderilir. Evlatlarına veda bile edemezler. Ahmet, hemen ameliyat edilir. Sonuç olumludur. Ancak, beş gün sonra ani bir krizle Ahmet vefat eder. Vefatından 10 dakika evvel, tercüman vasıtasıyla Adile hanım, oğlunun iyi haberini almıştır.
Ama ecel bu ...
İşte budur yüzü hep gülen, ama kalbi kan ağlayan sanatçının ...
Yıkılan bir annenin kısa öyküsü ...
Kuzucuklarım lafı ağzından hiç düşmez ...
Çünkü Ahmet'e hep KUZUM demiştir ...