Gelibolu'daki Beyaz
Eski Toprak paylaştı.

On­la­ra “Be­yaz Ru­s” de­ni­li­yor­du. Bu­gün be­yaz Rus­la­rın ya­şa­dı­ğı Be­la­rus ile il­gi­le­ri yok­tu.
“Be­ya­z” den­me­le­ri­nin ne­de­ni Rus­ya'da­ki 1917 yı­lın­da­ki “Kı­zıl Dev­ri­m”den kaçmalarıydı.
İk­ti­da­rın “Kı­zıl Or­du­”su var­dı ve onun­la sa­va­şıp kay­be­den bir de “Be­yaz Or­du­” var­dı Rus­ya'da…

Rus­ya'dan ka­çan­la­rın ço­ğu “Be­yaz Or­du­” men­su­buy­du. Bu ne­den­le İs­tan­bu­l'a ge­len mül­te­ci­le­re “Be­yaz Ru­s” de­ni­li­yor­du! Oy­sa bu mül­te­ci­ler ara­sın­da; Uk­ray­na­lı­lar, Ka­zak­lar, Ta­tar­lar, Gür­cü­ler, Ya­hu­di­ler, Çer­kez­ler, Türk­ler, Er­me­ni­ler ve Rus­lar var­dı.

Be­yaz Rus­la­rın Tür­ki­ye'de en yo­ğun bu­lun­duk­la­rı yıl­lar Mü­ta­re­ke dö­ne­miy­di.
Rus­ya'da­ki iç sa­vaş­ta İti­laf Dev­let­le­ri Be­yaz Or­du'ya yar­dım et­miş­ti. Baş­ta Fran­sız­lar ol­mak üze­re mül­te­ci­le­rin Rus­ya'dan sağ-sa­lim ay­rıl­ma­la­rı­nı sağ­lı­yor­lar­dı.

Be­yaz Rus­lar 1 Ni­san 1919 ta­ri­hinde İs­tan­bu­l'a gel­me­ye baş­la­dı.İlk ge­len­ler Rus zen­gin­le­riy­di.
İl­ti­ca fur­ya­sı baş­la­dı­ğın­da sa­yı­nın 20 bin ola­ca­ğı tah­min edi­li­yor­du. Bir yıl için­de sa­de­ce İs­tan­bu­l'da ya­şa­yan mül­te­ci sa­yı­sı 70 bin ol­muş­tu!

“Be­yaz Or­du­” Kı­rı­m'da ke­sin mağ­lu­bi­ye­te uğ­ra­yın­ca bin­ler­ce Rus as­ke­ri de İs­tan­bu­l'a gel­di. Mül­te­ci sa­yı­sı, -Fran­sız As­ke­ri Ar­şi­vi'ne gö­re- 148 bin 678 idi. Bu­nun 104 bin 942 ki­şi­si as­ker­di.

Rus­la­rın ün­lü ya­zar­la­rın­dan Ar­ka­diy Aver­çen­ko da İs­tan­bu­l'day­dı ve şöy­le ya­za­cak­tı:
“Bü­tün Rus­ya altüst ol­du ve ba­vul­la­rın üze­rin­de otu­ru­yor.”

Bu ka­dar mül­te­ci­nin İs­tan­bu­l'da ba­rın­ma­sı im­kan­sız­dı. İmam, muh­tar ve iş­gal­ci as­ker­le­rin su­bay­la­rı ka­pı ka­pı do­la­şıp her eve beş-al­tı Be­yaz Rus bı­ra­kıp gi­di­yor­du. Her­kes bir­bi­ri­ne so­ru­yor­du, “Siz­de kaç ta­ne?”

Ev­ler dol­du. So­nun­da…
As­ker­ler da­ğı­tıl­dı.
Rus Bi­rin­ci Or­du­su'n­dan 9 bin 540'ı su­bay ol­mak üze­re 29 bin 713 as­ker Ge­li­bo­lu'da oluş­tu­ru­la­cak kam­pa gön­de­ril­di.

Ta­rih: 22 Ka­sım 1920.

Ker­son ve Sa­ra­tov ad­lı ge­mi­ler Ge­li­bo­lu'ya gel­di.Ge­mi­den ilk ko­mu­tan Kor­ge­ne­ral Ale­xan­der Ku­te­pov in­di.Onu bin­ler­ce yor­gun-bez­gin as­ker ta­kip et­ti.

Ge­li­bo­lu'nun du­ru­nu da fark­lı de­ğil­di; 1912'de­ki ün­lü Şar­köy-Hoş­köy (Ga­nos) dep­re­miy­le gün­lük ya­şam pe­ri­şan hal­dey­di. Ar­dın­dan Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı'nı ya­kın­dan ya­şa­mış­tı ka­sa­ba.
Ge­li­bo­lu'ya ge­ti­ri­len mül­te­ci­ler ara­sın­da si­vil­ler de var­dı. Bun­lar ka­sa­ba­ya yer­leş­ti­ril­di. Her oda­da 2 ile 4 ai­le ka­la­cak­tı!

Ay­rı­ca… Ge­li­bo­lu'da­ki boş 13 or­tak ev­de üç yüz­den faz­la ka­dın ve sek­sen ço­cuk ya­şa­ya­cak­tı!

Ka­dın­la­rın ara­sın­da as­ker­ler de var­dı; 1.100 ka­dın as­ke­rin ço­ğu Ge­li­bo­lu'da­ki ev­ler­de kal­dı.
Rus as­ker­ler, Ge­li­bo­lu'nun 6 km. uza­ğın­da ya­zın ku­ru­yan Bü­yük­de­re Neh­ri va­di­si­ne yer­leş­ti.

Ge­li­bo­lu'ya “Gal­li­po­li­” söz­cü­ğü­ne ses­çe ben­ze­me­sin­den do­la­yı “Gö­le­ye Po­le­” (Çıp­lak Va­di) adı­nı ver­diler…

Rus­lar he­men ça­dır­lar kur­du­.Has­ta ya­ra­lı as­ker­ler var­dı; ça­bu­cak has­ta­ne yap­tı­lar.
Ta­lim­le­re baş­la­dı­lar. 

Fa­kat…

Kı­sa za­man­da bes­len­me so­ru­nu or­ta­ya çık­tı. Bo­zuk kon­ser­ve­le­ri, çü­rük pa­ta­tes­le­ri ye­mek zor­du.İş ba­şa düş­müş­tü: Droz­dovs­kiy Ala­yı'n­dan 2 su­bay ve 45 as­ker top­ra­ğı iş­le­yip seb­ze ye­tiş­tir­mek­le gö­rev­len­di­ril­di. La­ha­na, do­ma­tes, pa­ta­tes, bi­ber, sa­la­ta­lık, ka­bak, ha­vuç, bi­ber ye­tiş­tir­me­ye baş­la­dı­lar. Bu ürün­ler ge­nel­lik­le has­ta as­ker­le­re ve­ri­li­yor­du.

Ek­mek ön­ce­le­ri İs­tan­bu­l'dan ge­ti­ri­li­yor­du. Bun­lar ba­yat­tı; küf­lüy­dü.Kamp­ta fı­rın yap­tı­lar; gün­de 15 bin ek­mek çı­kar­ma­ya baş­la­dı­lar.
Ha­va so­ğuk­tu. Böl­ge ço­rak­tı. Ya­ka­cak hiç­bir şey yok­tu. Os­man­lı Har­bi­ye Ne­za­re­ti odun yar­dı­mın­da bu­lun­du.Mo­ral­ler bo­zu­lu­yor­du.

Ta­rih: 19 Ara­lık 1920.

Kı­rı­m'da­ki “Be­yaz Or­du­” Ko­mu­ta­nı Pyotr Vran­ge­l'in Ge­li­bo­lu'ya ge­li­şi as­ker­le­rin mo­ra­li­ni yük­selt­ti.Tek­rar Rus­ya'ya gi­dip “Kı­zıl Or­du­”yu ye­nip ik­ti­dar ola­cak­la­rı­na da­ir inanç­la­rı güç­len­di…

Ge­li­bo­lu'da­ki mül­te­ci kam­pın­da kül­tü­rel ha­yat da var­dı. İs­tan­bu­l'dan 800 ki­tap ge­tirt­ti­ler. Ça­dı­rın bi­ri­ni kü­tüp­ha­ne yap­tı­lar; oku­ma ça­dı­rı sa­at 09.00-15.00 ara­sı açık­tı. Yi­ne de ye­ter­li de­ğil­di; ki­tap sa­yı­sı az­dı.
Oku­ma ih­ti­ya­cı­na pra­tik bir yol bul­du­lar: Öğ­le ye­mek­le­rin­den son­ra bü­tün ça­dır­lar­da bir ki­şi­nin yük­sek ses­le oku­du­ğu ki­ta­bı di­ğer­le­ri din­li­yor­du.Alay­lar ken­di ara­la­rın­da el ya­zı­sıy­la ga­ze­te çı­kar­dı­lar. Ör­ne­ğin…

Mar­kov Pi­ya­de Ala­yı'nın ga­ze­te­si­nin adı, “sa­ka­l” idi.Ti­yat­ro kur­du­lar. 15 ti­yat­ro­cu Çe­hov ve Go­gol gi­bi ya­zar­la­rın sek­sen oyu­nu­nu ser­gi­le­di.
Mül­te­ci olan ün­lü Rus şar­kı­cı Na­dezh­da Ple­vits­ka­ya kamp­ta kon­ser­ler ver­di.
Çe­şit­li ko­nu­lar­da kurs­lar aç­tı­lar: Rus ede­bi­ya­tı, ki­li­se ta­ri­hi gi­bi bil­gi­ler ve­ri­lir­ken için­de Türk­çe'nin de ol­du­ğu ya­ban­cı dil öğ­re­til­di.
Spor­suz ol­maz­dı; ilk jim­nas­tik ve es­krim oku­lu aç­tı­lar.

Fut­bol ta­kım­la­rı var­dı; 23 fut­bol ta­kı­mı kur­du­lar.
At­le­tizm ya­rış­la­rı dü­zen­le­di­ler. Ço­cuk­la­rı da unut­ma­dı­lar; şen­lik­ler yap­tı­lar.Bu ara­da ço­cuk sa­yı­sı hep art­tı. Çok sa­yı­da dul ka­dın Ge­li­bo­lu'da ev­len­di. Yü­zü aş­kın ye­ni be­bek dün­ya­ya gel­di.Ço­cuk­la­rın top­lam sa­yı­sı 320 ol­du.Ve kuş­ku­suz ölüm­ler de var­dı. 293 ki­şi ya­şa­mı­nı kay­bet­ti.

Ge­ne­ral Ku­te­po­v'un çağ­rı­sı üze­ri­ne 16 Ha­zi­ran 1921'de 20 bin taş­tan ya­pıl­mış bir anıt yap­ma­ya baş­la­dı­lar.

Rus Anı­tı 16 Tem­muz 1

On­la­ra “Be­yaz Ru­s” de­ni­li­yor­du. Bu­gün be­yaz Rus­la­rın ya­şa­dı­ğı Be­la­rus ile il­gi­le­ri yok­tu.
“Be­ya­z” den­me­le­ri­nin ne­de­ni Rus­ya'da­ki 1917 yı­lın­da­ki “Kı­zıl Dev­ri­m”den kaçmalarıydı.
İk­ti­da­rın “Kı­zıl Or­du­”su var­dı ve onun­la sa­va­şıp kay­be­den bir de “Be­yaz Or­du­” var­dı Rus­ya'da…

Rus­ya'dan ka­çan­la­rın ço­ğu “Be­yaz Or­du­” men­su­buy­du. Bu ne­den­le İs­tan­bu­l'a ge­len mül­te­ci­le­re “Be­yaz Ru­s” de­ni­li­yor­du! Oy­sa bu mül­te­ci­ler ara­sın­da; Uk­ray­na­lı­lar, Ka­zak­lar, Ta­tar­lar, Gür­cü­ler, Ya­hu­di­ler, Çer­kez­ler, Türk­ler, Er­me­ni­ler ve Rus­lar var­dı.

Be­yaz Rus­la­rın Tür­ki­ye'de en yo­ğun bu­lun­duk­la­rı yıl­lar Mü­ta­re­ke dö­ne­miy­di.
Rus­ya'da­ki iç sa­vaş­ta İti­laf Dev­let­le­ri Be­yaz Or­du'ya yar­dım et­miş­ti. Baş­ta Fran­sız­lar ol­mak üze­re mül­te­ci­le­rin Rus­ya'dan sağ-sa­lim ay­rıl­ma­la­rı­nı sağ­lı­yor­lar­dı.

Be­yaz Rus­lar 1 Ni­san 1919 ta­ri­hinde İs­tan­bu­l'a gel­me­ye baş­la­dı.İlk ge­len­ler Rus zen­gin­le­riy­di.
İl­ti­ca fur­ya­sı baş­la­dı­ğın­da sa­yı­nın 20 bin ola­ca­ğı tah­min edi­li­yor­du. Bir yıl için­de sa­de­ce İs­tan­bu­l'da ya­şa­yan mül­te­ci sa­yı­sı 70 bin ol­muş­tu!

“Be­yaz Or­du­” Kı­rı­m'da ke­sin mağ­lu­bi­ye­te uğ­ra­yın­ca bin­ler­ce Rus as­ke­ri de İs­tan­bu­l'a gel­di. Mül­te­ci sa­yı­sı, -Fran­sız As­ke­ri Ar­şi­vi'ne gö­re- 148 bin 678 idi. Bu­nun 104 bin 942 ki­şi­si as­ker­di.

Rus­la­rın ün­lü ya­zar­la­rın­dan Ar­ka­diy Aver­çen­ko da İs­tan­bu­l'day­dı ve şöy­le ya­za­cak­tı:
“Bü­tün Rus­ya altüst ol­du ve ba­vul­la­rın üze­rin­de otu­ru­yor.”

Bu ka­dar mül­te­ci­nin İs­tan­bu­l'da ba­rın­ma­sı im­kan­sız­dı. İmam, muh­tar ve iş­gal­ci as­ker­le­rin su­bay­la­rı ka­pı ka­pı do­la­şıp her eve beş-al­tı Be­yaz Rus bı­ra­kıp gi­di­yor­du. Her­kes bir­bi­ri­ne so­ru­yor­du, “Siz­de kaç ta­ne?”

Ev­ler dol­du. So­nun­da…
As­ker­ler da­ğı­tıl­dı.
Rus Bi­rin­ci Or­du­su'n­dan 9 bin 540'ı su­bay ol­mak üze­re 29 bin 713 as­ker Ge­li­bo­lu'da oluş­tu­ru­la­cak kam­pa gön­de­ril­di.

Ta­rih: 22 Ka­sım 1920.

Ker­son ve Sa­ra­tov ad­lı ge­mi­ler Ge­li­bo­lu'ya gel­di.Ge­mi­den ilk ko­mu­tan Kor­ge­ne­ral Ale­xan­der Ku­te­pov in­di.Onu bin­ler­ce yor­gun-bez­gin as­ker ta­kip et­ti.

Ge­li­bo­lu'nun du­ru­nu da fark­lı de­ğil­di; 1912'de­ki ün­lü Şar­köy-Hoş­köy (Ga­nos) dep­re­miy­le gün­lük ya­şam pe­ri­şan hal­dey­di. Ar­dın­dan Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı'nı ya­kın­dan ya­şa­mış­tı ka­sa­ba.
Ge­li­bo­lu'ya ge­ti­ri­len mül­te­ci­ler ara­sın­da si­vil­ler de var­dı. Bun­lar ka­sa­ba­ya yer­leş­ti­ril­di. Her oda­da 2 ile 4 ai­le ka­la­cak­tı!

Ay­rı­ca… Ge­li­bo­lu'da­ki boş 13 or­tak ev­de üç yüz­den faz­la ka­dın ve sek­sen ço­cuk ya­şa­ya­cak­tı!

Ka­dın­la­rın ara­sın­da as­ker­ler de var­dı; 1.100 ka­dın as­ke­rin ço­ğu Ge­li­bo­lu'da­ki ev­ler­de kal­dı.
Rus as­ker­ler, Ge­li­bo­lu'nun 6 km. uza­ğın­da ya­zın ku­ru­yan Bü­yük­de­re Neh­ri va­di­si­ne yer­leş­ti.

Ge­li­bo­lu'ya “Gal­li­po­li­” söz­cü­ğü­ne ses­çe ben­ze­me­sin­den do­la­yı “Gö­le­ye Po­le­” (Çıp­lak Va­di) adı­nı ver­diler…

Rus­lar he­men ça­dır­lar kur­du­.Has­ta ya­ra­lı as­ker­ler var­dı; ça­bu­cak has­ta­ne yap­tı­lar.
Ta­lim­le­re baş­la­dı­lar. 

Fa­kat…

Kı­sa za­man­da bes­len­me so­ru­nu or­ta­ya çık­tı. Bo­zuk kon­ser­ve­le­ri, çü­rük pa­ta­tes­le­ri ye­mek zor­du.İş ba­şa düş­müş­tü: Droz­dovs­kiy Ala­yı'n­dan 2 su­bay ve 45 as­ker top­ra­ğı iş­le­yip seb­ze ye­tiş­tir­mek­le gö­rev­len­di­ril­di. La­ha­na, do­ma­tes, pa­ta­tes, bi­ber, sa­la­ta­lık, ka­bak, ha­vuç, bi­ber ye­tiş­tir­me­ye baş­la­dı­lar. Bu ürün­ler ge­nel­lik­le has­ta as­ker­le­re ve­ri­li­yor­du.

Ek­mek ön­ce­le­ri İs­tan­bu­l'dan ge­ti­ri­li­yor­du. Bun­lar ba­yat­tı; küf­lüy­dü.Kamp­ta fı­rın yap­tı­lar; gün­de 15 bin ek­mek çı­kar­ma­ya baş­la­dı­lar.
Ha­va so­ğuk­tu. Böl­ge ço­rak­tı. Ya­ka­cak hiç­bir şey yok­tu. Os­man­lı Har­bi­ye Ne­za­re­ti odun yar­dı­mın­da bu­lun­du.Mo­ral­ler bo­zu­lu­yor­du.

Ta­rih: 19 Ara­lık 1920.

Kı­rı­m'da­ki “Be­yaz Or­du­” Ko­mu­ta­nı Pyotr Vran­ge­l'in Ge­li­bo­lu'ya ge­li­şi as­ker­le­rin mo­ra­li­ni yük­selt­ti.Tek­rar Rus­ya'ya gi­dip “Kı­zıl Or­du­”yu ye­nip ik­ti­dar ola­cak­la­rı­na da­ir inanç­la­rı güç­len­di…

Ge­li­bo­lu'da­ki mül­te­ci kam­pın­da kül­tü­rel ha­yat da var­dı. İs­tan­bu­l'dan 800 ki­tap ge­tirt­ti­ler. Ça­dı­rın bi­ri­ni kü­tüp­ha­ne yap­tı­lar; oku­ma ça­dı­rı sa­at 09.00-15.00 ara­sı açık­tı. Yi­ne de ye­ter­li de­ğil­di; ki­tap sa­yı­sı az­dı.
Oku­ma ih­ti­ya­cı­na pra­tik bir yol bul­du­lar: Öğ­le ye­mek­le­rin­den son­ra bü­tün ça­dır­lar­da bir ki­şi­nin yük­sek ses­le oku­du­ğu ki­ta­bı di­ğer­le­ri din­li­yor­du.Alay­lar ken­di ara­la­rın­da el ya­zı­sıy­la ga­ze­te çı­kar­dı­lar. Ör­ne­ğin…

Mar­kov Pi­ya­de Ala­yı'nın ga­ze­te­si­nin adı, “sa­ka­l” idi.Ti­yat­ro kur­du­lar. 15 ti­yat­ro­cu Çe­hov ve Go­gol gi­bi ya­zar­la­rın sek­sen oyu­nu­nu ser­gi­le­di.
Mül­te­ci olan ün­lü Rus şar­kı­cı Na­dezh­da Ple­vits­ka­ya kamp­ta kon­ser­ler ver­di.
Çe­şit­li ko­nu­lar­da kurs­lar aç­tı­lar: Rus ede­bi­ya­tı, ki­li­se ta­ri­hi gi­bi bil­gi­ler ve­ri­lir­ken için­de Türk­çe'nin de ol­du­ğu ya­ban­cı dil öğ­re­til­di.
Spor­suz ol­maz­dı; ilk jim­nas­tik ve es­krim oku­lu aç­tı­lar.

Fut­bol ta­kım­la­rı var­dı; 23 fut­bol ta­kı­mı kur­du­lar.
At­le­tizm ya­rış­la­rı dü­zen­le­di­ler. Ço­cuk­la­rı da unut­ma­dı­lar; şen­lik­ler yap­tı­lar.Bu ara­da ço­cuk sa­yı­sı hep art­tı. Çok sa­yı­da dul ka­dın Ge­li­bo­lu'da ev­len­di. Yü­zü aş­kın ye­ni be­bek dün­ya­ya gel­di.Ço­cuk­la­rın top­lam sa­yı­sı 320 ol­du.Ve kuş­ku­suz ölüm­ler de var­dı. 293 ki­şi ya­şa­mı­nı kay­bet­ti.

Ge­ne­ral Ku­te­po­v'un çağ­rı­sı üze­ri­ne 16 Ha­zi­ran 1921'de 20 bin taş­tan ya­pıl­mış bir anıt yap­ma­ya baş­la­dı­lar.

Rus Anı­tı 16 Tem­muz 1921'de açıl­dı.

921'de açıl­dı.

“Be­yaz Rus­la­r”ın anı­tı yap­ma­la­rı­nın se­be­bi ölen ar­ka­daş­la­rı­na duy­duk­la­rı say­gıy­dı.Anı­tın 16 Tem­muz 1921'de açıl­ma­sı­nın ne­de­ni, 15 gün son­ra kam­pı bo­şal­ta­cak ol­ma­la­rıy­dı.
İlk ka­fi­le, Sü­va­ri Bir­li­ği'den 410 ki­şiy­le Se­la­ni­k'e git­ti. Bu­ra­dan Sır­bis­ta­n'a va­ra­cak­lar­dı.
Rus pi­ya­de­ler Var­na'ya sevk edil­di. Bun­la­rın sa­yı­sı 7 bin­di.

Ge­ne­ral Ku­te­pov, 14 Ara­lık 1921'de Ge­li­bo­lu'dan ay­rıl­ma­dan ön­ce son kez Rus Anı­tı'nı zi­ya­ret et­ti.Ko­mu­tan Ku­te­po­v'un git­me­siy­le kamp bo­şal­ma­mış­tı. Son ka­fi­le 1.5 yıl son­ra 5 Ma­yıs 1923'te Ge­li­bo­lu'dan ay­rıl­dı.

Fa­kat…
Ge­li­bo­lu'da ka­lan Rus­lar da ol­du.
Rus Me­cit gi­bi…
Rus Mu­hit­tin gi­bi…
Ge­li­bo­lu'ya yer­le­şip ye­ni ha­yat ku­ran Rus as­ker­ler de ol­du.
Rus di­li de bir söz­cük ka­zan­dı; “Gal­li­po­li­”…

Ge­li­bo­lu'dan ay­rı­lıp Av­ru­pa'nın dört ya­nı­na da­ğı­lan Rus mül­te­ci­ler, Pa­ris mer­kez­li “Gal­li­po­li­ler Der­ne­ği­” kur­du.Anı­tın ba­kı­mı için Ge­li­bo­lu'dan İs­ma­il İsan ile te­ma­sı kes­me­di­ler. Hat­ta ken­di­si­ne özel bir Rus as­ke­ri ma­dal­ya­sı ver­di­ler.

An­cak…
Bu iliş­ki­ler yıl­lar için­de kay­bol­du git­ti.
Tıp­kı, anı­tı yap­tı­ran Ge­ne­ral Ale­xan­der Ku­te­pov gi­bi.Ku­te­pov sür­gü­ne git­ti­ği Pa­ri­s'te 16 Ocak 1930'da ka­yıp­la­ra ka­rış­tı.
Kim­se ne ol­du­ğu­nu an­la­ya­ma­dı!

Do­kuz yıl son­ra..

Rus Bir­le­şik As­ke­ri Bir­li­ği'nin li­de­ri Ge­ne­ral Yev­geny Mil­ler de Pa­ri­s'te ka­yıp­la­ra ka­rı­şın­ca iş çö­zül­dü.Ge­li­bo­lu'da­ki kam­pa ge­lip şar­kı söy­le­yen ün­lü Rus sa­nat­çı­sı Na­dezh­da Ple­vits­ka­ya ve eşi Ge­ne­ral Ni­ko­la­i Skok­lin Pa­ri­s'te Sov­yet­ler Bir­li­ği is­tih­ba­rat ör­gü­tü GPU (KGB) adı­na ça­lış­ma­yı ka­bul et­miş­ler­di.
Bi­ri­nin kod adı “Fer­mer­şa­” (köy­lü ka­dın), di­ğe­ri­nin “Fer­me­r” (köy­lü) idi.

Gö­rev­le­ri; Pa­ri­s'te yıl­lar­dır bir­lik­te mül­te­ci ha­ya­tı ya­şa­dık­la­rı ge­ne­ral­le­ri ka­çı­rıp Mos­ko­va'ya gö­tü­rül­me­le­ri­ne yar­dım et­mek­ti.
So­nun­da ya­ka­yı ele ver­di­ler.
Ni­ko­la­i Skob­lin kaç­tı; İs­pan­ya iç sa­va­şın­da öl­dü­ğü id­di­a edil­di.Na­dezh­da Ple­vits­ka­ya ya­ka­lan­dı, 20 yı­la mah­kum edil­di; Na­zi­ler Pa­ri­s'e gir­di­ğin­de öl­dü­rül­dü.

Pa­ri­s'te fır­tı­na­lar eser­ken Ge­li­bo­lu'-da­ki Rus Anı­tı da bun­dan et­ki­len­di. Ar­tık il­gi­le­nen kim­se kal­ma­mış­tı. Yıl­lar sü­ren ih­mal ve ba­kım­sız­lık so­nu­cu anıt yıp­ran­dı.

Ta­rih: 23 Tem­muz 1949.
Rus Anı­tı dep­rem­de yı­kıl­dı.
Ve… Yıl­lar son­ra…
1990'lı yıl­la­rın so­nu…
Baş­ba­kan Bü­lent Ece­vit anı­tın ve me­zar­lı­ğın ye­ni­den ya­pıl­ma­sı için Rus­ya ile el sı­kış­tı. Ya­pı­mı uzun sür­dü.
Ta­rih: 17 Ma­yıs 2008.
Ge­li­bo­lu Ga­zi Sü­ley­man Pa­şa Ma­hal­le­si İpek So­ka­k'ta Rus Anı­tı açıl­dı.
Bu anı­tın şöy­le bir özel­li­ği var­dı.
Sov­yet­ler Bir­li­ği da­ğıl­dık­tan son­ra yurt dı­şın­da aç­tık­la­rı ilk anıt­tı.

Bol­şe­vik Dev­ri­mi'nin li­de­ri Le­ni­n'in Ana­do­lu'da kur­tu­luş sa­va­şı mü­ca­de­le­si ve­ren Mus­ta­fa Ke­ma­l'i des­tek­le­di­ği­ni bi­li­yor­su­nuz.

Pe­ki…

Bol­şe­vik­le­rin “Kı­zıl Or­du­”sun­dan ka­çıp Ge­li­bo­lu ve Ça­tal­ca gi­bi yer­le­re yer­leş­ti­ri­len “Be­yaz Or­du­”nun bu iliş­ki­ye tav­rı kar­şı po­zis­yo­nu ney­di? Kuş­ku­suz An­ka­ra Hü­kü­me­ti te­dir­gin­di.
Çün­kü, Rus as­ker­ler, baş­ta “din kar­deş­le­ri­” Yu­nan Or­du­su ol­mak üze­re İti­laf Dev­let­le­ri ko­ru­ma­sı al­tın­day­dı. Ana­do­lu ha­re­ke­ti­ne kar­şı kul­la­na­bi­lir­ler­di.

Bu ne­den­le Yu­nan Or­du­su da boş dur­ma­dı; sü­rek­li mül­te­ci Rus as­ker­ler ara­sın­da An­ka­-ra'nın “Bol­şe­vik dos­tu­” ol­du­ğu pro­pa­gan­da­sı yap­tı.

Fa­kat…
An­ka­ra da eli boş bek­le­me­di.Mül­te­ci­ler ara­sın­da Müs­lü­man Çer­kez­ler, Gür­cü­ler, Ta­tar­lar var­dı. Bun­la­rın li­der kad­ro­su İs­tan­bu­l'da­ki Mü­da­fa­a-i Mil­li­ye Gru­bu­'y­la te­ma­sa geç­ti. Ör­ne­ğin, Ami­ral Sa­dık İs­la­mov.

İs­tan­bu­l'da giz­li ser­vis­ler ara­sın­da is­tih­ba­rat ve pro­pa­gan­da sa­va­şı ya­şan­ma­ya baş­la­dı.
Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı es­na­sın­da Teş­ki­lat-ı Mah­su­sa Çar­lık Rus­ya'ya kar­şı fa­ali­yet yü­rüt­mek üze­re ki­mi Ta­tar genç­le­ri­ni eğit­miş ve bun­la­rın bir bö­lü­mü­nü İs­tan­bu­l'a ge­tir­miş, “Ta­tar Hi­ma­ye Ce­mi­ye­ti­” kur­dur­muş­tu.

Rus mül­te­ci­ler­le iliş­ki­yi bu Müs­lü­man­lar kur­du.
Ana­do­lu'ya des­tek ver­mek is­te­yen mül­te­ci as­ker­ler­den ba­zı­la­rı An­kara'ya gi­der­ken Ada­pa­za­rı'n­da Yu­nan güç­le­rin­ce ya­ka­lan­dı.
An­ka­ra'da­ki di­re­niş Be­yaz Rus­la­rı böl­dü.

Ta­rih: 15 Ara­lık 1920.

Ge­li­bo­lu'ya ge­len bir Rus ma­re­şa­li bir­lik­le­ri tef­tiş eder­ken, “A­na­do­lu'da­ki is­yan­cı­la­ra kar­şı sa­va­şa­cak­la­rı­nı­” söy­le­yin­ce ba­zı Rus as­ker­ler ayak­la­nıp İn­gi­liz­ler ve yan­la­rın­da­ki Rus su­bay­la­rı­nı öl­dür­dü.

Trak­ya'da­ki Fran­sız As­ke­ri Mah­ke­me­si, Ma­re­şal Pol­ko­vi­çev ve Al­bay Sta­mo­zin hak­kın­da ölüm ce­za­sı ver­di.

Ma­re­şa­l'in su­çu bü­yük­tü; üç kez Mus­ta­fa Ke­ma­l'in Bol­şe­vik ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­miş­ti!
Ge­li­bo­lu'da bu­lu­nan Rus as­ke­ri Ni­ko­lay Ra­yevs­ki anı­la­rı­nı yaz­dı­ğı ki­ta­bın­da Ge­ne­ral Ku­te­po­v'un, Ke­mal Pa­şa sa­fı­na geç­mek is­te­yen ki­mi su­bay­la­rı dö­vüp apo­let­le­ri­ni sök­tü­ğü­nü yaz­dı.

2 Ocak 1921 ta­rih­li is­tih­ba­rat ra­po­ru­na gö­re, İn­gi­liz­ler Be­yaz Rus Or­du­su'n­dan ya­rar­lan­mak is­te­miş­ler ama Rus ge­ne­ral­ler­den “re­d” ya­nı­tı al­mış­lar­dı.

En­ver Pa­şa bi­le gö­rüş­me­le­rin­de Ali Fu­at Ce­be­so­y'a An­ka­ra'nın “Be­yaz Or­du­”dan ya­rar­lan­ma­sı­nı söy­le­miş­ti.Her­kes Be­yaz Rus­lar­dan ya­rar­lan­mak is­ti­yor­du.

Bir ki­şi ha­riç…

Ki­mi Rus ge­ne­ral­ler, 1920 yı­lı ba­şın­da Fev­zi Çak­ma­k'a ula­şıp be­ra­be­rin­de­ki as­ker­ler­le Mil­li Mü­ca­de­le'ye ka­tıl­mak is­te­dik­le­ri­ni bil­dir­miş­ler ama olum­lu ya­nıt ala­ma­mış­lar­dı. Çün­kü An­ka­ra Hü­kü­me­ti'nin ke­sin ta­li­ma­tı var­dı.

Mus­ta­fa Ke­mal bu iş­bir­li­ği­ni hep red­det­ti. Çün­kü yar­dım­lar al­dı­ğı Bol­şe­vik­ler ile iliş­ki­si­nin bo­zul­ma­sı­nı is­te­mi­yor­du.Bu ne­den­le 16 Mart 1921'de Sov­yet­ler Bir­li­ği ile Mos­ko­va Ant­laş­ma­sı­'nı im­za et­ti.

Ama…
Ata­türk, Ana­do­lu'ya kar­şı si­lah ku­şan­ma­yı ka­bul et­me­yen Be­yaz Rus­la­rı hep tak­dir et­ti…

Öy­le ki..
Ge­or­ge Kar­pitc­h'in İs­tan­bu­l'da 1925'te aç­tı­ğı “Kar­pi­ç”i o ka­dar be­ğen­di ki, üç yıl son­ra An­ka­ra'ya ta­şıt­tır­dı.

 

 

Eski Toprak 2019-05-16 09:32:04 anında paylaştı.

Yorumlar İçin Giriş Yap & Üye Ol